검색어: iyileştireceğini (터키어 - 크로아티아어)

bir çoğu ise abd ortaklığının b92'nin konumunu büyük ölçüde iyileştireceğini belirtiyor.
mišljenje je mnogih kako će partnerstvo s američkim ulagačima uvelike poboljšati položaj b92 po ovom pitanju.

nişani, anlaşmaların kaçakçılık ve kaçak göçle mücadele yönündeki karşılıklı çabaları iyileştireceğini söyledi.
sporazumima će se unaprjediti bilateralni napori u borbi protiv krijumčarenja i ilegalne emigracije, kazao je nishani.

sırplar, planın kültürel ve dini merkezlerin daha iyi korunması ve ulaştırma ve haberleşmeyi iyileştireceğini de savunuyorlar.
oni također tvrde kako bi se time bolje zaštitili kulturni i vjerski objekti te poboljšali transport i telekomunikacije.

heroi-puka, düşük faiz oranlarının kosova'nın ekonomik gelişimi ve mali istikrarını iyileştireceğini savunuyor.
tvrdi kako bi niže kamatne stope potaknule gospodarski razvoj i financijsku stabilnost kosova.

kalkınma bakanı kostis hacıdakis yeni santralin girit'in enerji dengesini ve gelişme hedeflerini önemli ölçüde iyileştireceğini söyledi.
ministar razvitka costis hatzidakis izjavio je kako će nova elektrana značajno poboljšati energetsku ravnotežu crete i njezine razvojne izglede.

kosova başbakanı haşim taçi’nin, halkının günlük yaşantısını iyileştireceğini söylediği bir ulaştırma projesi ile ilgili büyük planları var.
premijer kosova hashim thaci ima velike planove glede transportnog projekta za koji vjeruje da će poboljšati svakodnevni život nacije.

bakan yardımcısı, söz konusu yasanın yerel evlat edinmeleri destekleyeceğini, evlat edinme sonrasındaki gözlemler için katı kurallar koyacağını ve çocuk haklarını iyileştireceğini belirtti.
zakonima bi se promicala lokalna usvajanja, uvela striktna pravila nadzora u razdoblju nakon usvajanja i poboljšala prava djece.

kaydanow, kosovalı sırplar ve kosovalı arnavutlar arasındaki işbirliğinin artmasının beklendiğini ve bunun sırpların parteş ve kosova'nın diğer bölgelerindeki hayatlarının iyileştireceğini de söyledi.
kaidanow je također istaknula kako se očekuje povećanje suradnje između kosovskih srba i kosovskih albanaca, što će poboljšati život srba u partešu i drugim dijelovima kosova.

politika editörü nikola trkulja, "dil veya sözcükler konusunda veya buna benzer herhangi bir eşitliğin kadınların toplumdaki konumunu iyileştireceğini düşünmüyorum." dedi.
"sumnjam da će lingvistička, leksička ili bilo koja takva vrsta jednakosti poboljšati položaj žena u društvu", kaže urednik politike nikola trkulja.

sırp yetkililer 19 Şubat perşembe günü unmik başkanı lamberto zannier ile yaptıkları bir toplantıda, kosovalı sırpların yaşamlarını belirgin şekilde iyileştireceğini söyledikleri bm'nin altı maddelik planının uygulanması yönünde çağrıda bulundular.
tijekom sastanka u četvrtak (19. veljače) sa šefom unmik-a lambertom zannierom, srbijanski dužnosnici pozvali su na provedbu un-ova plana u šest točaka, za koji kažu da će zamjetno poboljšati živote kosovskih srba.

kimileri, kendilerini kanıtlamak için düşük ücretle ama kendi alanlarında çalışıyor ve ülkenin yeni siyasi durumun -- karadağ’ın bağımsızlığının -- iş piyasasındaki koşulları iyileştireceğini umuyor.
neki se nastoje dokazati radeći za nisku plaću u svom polju, nadajući se kako će nova politička situacija - suverenost crne gore - utjecati na tržište posla.

"halk ilerlemeye hazır ve siyasi liderlerden büyük beklentisi var." diyen örgüt şöyle devam ediyor: "2006 yılındaki durgunluk büyük olasılıkla devam etmeyecek, çünkü karadağlılar yaşam şartlarını iyileştirecek bir değişim istiyor."
"građani su spremni za napredak i imaju velika očekivanja od političkog vodstva", navodi se u izvješću. "neaktivnost iz 2006. godine vjerojatno se neće nastaviti jer crnogorci traže promjene kako bi se unaprijedili uvjeti života".