검색어: olgunlaşmış (터키어 - 포르투갈어)

olgunlaşmış kız.
bem, ela é uma querida.

artık olgunlaşmış.
está no ponto.

- olgunlaşmış hissediyorum.
acho que cresci. Óptimo.

evet oldukça olgunlaşmış.
sim, está bem madura.

evet, çilekler olgunlaşmış.
os morangos estão a subir.

-olgunlaşmış mıdır? -evet.
achas que algum dos meus embriões se transformará em blasto?

güneş altında olgunlaşmış...
É madura...

- birisi iyice olgunlaşmış
está em forma...

ben meyvemi olgunlaşmış severim.
eu gosto de minha fruta madura, eh?

sebze ekmişler, olgunlaşmış bile.
alguém tem um jardim no terraço. É só servir-se. isso mesmo.

boş, kişiliksiz, fazla olgunlaşmış...
É meio - oco, flácido, maduro demais...

buradaki üzümler iyice olgunlaşmış.
É uma vindima completa, aqui.

olgunlaşmış kiraz ister misin?
- queres tirar-lhe os três?

- bana oldukça olgunlaşmış gibi geldi.
"ter encontrado uma razão para toda a minha vida.

ve olgunlaşmış öpücükleri dillerimizi çürütür
e o beijo deles demasiado maduro, apodrece-nos a lingua

"olgunlaşmış hardallar tarlalarda dalgalanırken..."
quando a mostarda madura balança nas fazendas...

"olgunlaşmış tahıllarla dolu bereketli ambarlar gibi"
"dos grãos que semeei o fruto sazonado

"anladın işte. olgunlaşınca."
- sabes o que quero dizer.