검색어: messen (독일어 - 터키어)

messen
ölçmek

& entfernung messen
& uzaklığı Ölç

messen der menge eines stoffs.
maddenin miktarının ölçümü.

und am tage der auferstehung messen wir ihnen keinerlei bedeutung bei.
(yaptıkları işler tamamen boşa çıktığından) kıyamet günü onlar için bir terazi kurmayız (veya onlara hiçbir değer vermeyiz).

das gewicht nach gerechtigkeit messen und beim wägen nicht weniger geben.
tartmayı doğru yapın, tartıyı eksik tutmayın.

und von dem berg hor messen, bis man kommt gen hamath, das der ausgang der grenze sei gen zedad
hor dağından levo-hamata, oradan sedata,

geben sie hier den messmodus an, der benutzt wurde, um die belichtung während des fotografierens zu messen.
fotoğraf çekilirken yapılan pozlandırmayı belirlemek için kamera tarafından kullanılan ölçme yöntemini buradan belirleyin.

die zahlenangaben sind nicht sehr genau, da es äußerst schwierig ist, beispielsweise den effekt der luftverschmutzung zu messen.
araştırma, aynı zamanda, aday ülkelerde yaşayanların bu yararların farkındaolduğunu ve çevrenin onları ilgilendirdiğinigöstermektedir.

die wirksamkeit ist schwer zu messen, aber es sieht sehr danach aus, als ob ein solches system sehr wirkungsvoll ist.
toz engelleyici sistemin etkisini ölçmek olanaklı değil ancak sistemin etkin bir şekilde çalıştığı çok açık bir şekilde görülebiliyor.

wählen sie dies, wenn sie das bogenmaß zum messen von winkeln benutzen. das ist nur für die trigonometrischen funktionen wichtig.
açıları hesaplamak için radyan kipini kullanmak için bunu işaretleyin. bu sadece trigonometrik fonksiyonlar için önemlidir.

klicken sie auf 2 atome, um den abstand zu messen, auf drei atome, um den winkel zu messen und auf 4, um den Öffnungswinkel zu messen.
bir uzaklığı ölçmek için 2 atoma, bir açıyı ölçmek için 3 atoma, düzlemsel açıyı ölçmek için 4 atoma tıklayın.

epha und bath sollen gleich sein, daß ein bath den zehnten teil vom homer habe und das epha den zehnten teil vom homer; denn nach dem homer soll man sie beide messen.
efa ile bat aynı ölçüde olsun. bat homerin onda birine, efa da homerin onda birine eşit olmalı. İkisinin de ölçüsü homere göre olacak.

es sind diese, die den ayat ihres herrn und dessen begegnung gegenüber kufr betrieben haben, so wurden ihre handlungen zunichte. und am tage der auferstehung messen wir ihnen keinerlei bedeutung bei.
onlardır kafir olanlar rablerinin delillerine ve ona ulaşacaklarını inkar edenler, bütün yaptıkları boşa gitmiştir ve biz, kıyamet günü onları hiçbir ölçüye vurmayız, onlara hiçbir değer vermeyiz.

da sandte amazja boten zu joas, dem sohn des joahas, des sohnes jehus, dem könig über israel, und ließ ihm sagen: komm her, wir wollen uns miteinander messen!
bundan sonra amatsya, yehu oğlu yehoahaz oğlu İsrail kralı yehoaşa, ‹‹gel, yüz yüze görüşelim›› diye haber gönderdi.

messer
bıçak