검색어: ingrederentur (라틴어 - 터키어)

cum ingrederentur tectum foederis et accederent ad altare sicut praeceperat dominu
kazanı buluşma Çadırı ile sunak arasına koydu, yıkanmak için içine su doldurdu.

et profecti sunt ut ingrederentur in gador usque ad orientem vallis et ut quaererent pascua gregibus sui
sürülerine otlak aramak için gedor yakınlarına, vadinin doğusuna kadar gittiler.

et de principibus patrum cum ingrederentur templum domini quod est in hierusalem sponte obtulerunt in domum dei ad extruendam eam in loco su
bazı aile başları yeruşalimdeki rab tanrının tapınağına varınca, tapınağın bulunduğu yerde yeniden kurulması için gönülden armağanlar verdiler.

latera autem latus ad latus bis triginta tria et erant eminentia quae ingrederentur per parietem domus in lateribus per circuitum ut continerent et non adtingerent parietem templ
bu yan odalar üç kattı, her katta otuz oda vardı. tapınağın duvarları boyunca yan odalara destek görevi yapan çıkıntılar vardı. Öyle ki, destekler tapınak duvarlarına girmesin.

panem quoque de caelo dedisti eis in fame eorum et aquam de petra eduxisti eis sitientibus et dixisti eis ut ingrederentur et possiderent terram super quam levasti manum tuam ut traderes ei
acıktıklarında gökten ekmek verdin, susadıklarında kayadan su çıkardın. onlara vermeye ant içtiğin ülkeye girmelerini, orayı mülk edinmelerini buyurdun.

et adsumam reliquias iudae qui posuerunt facies suas ut ingrederentur terram aegypti et habitarent ibi et consumentur omnes in terra aegypti cadent in gladio et in fame consumentur a minimo usque ad maximum in gladio et in fame morientur et erunt in iusiurandum et in miraculum et in maledictionem et in obprobriu
yerleşmek üzere mısıra gelmeye kararlı olan yahudanın sağ kalanlarını ele alacağım. hepsi mısırda yok olacak; kılıçtan geçirilecek ya da kıtlıktan ölecek. küçük büyük hepsi kılıçtan, kıtlıktan ölecek. lanetlenecek, dehşet konusu olacak, aşağılanacak, yerilecekler.