전문 번역가, 번역 회사, 웹 페이지 및 자유롭게 사용할 수 있는 번역 저장소 등을 활용합니다.
et dixerunt mihi qui remanserunt et derelicti sunt de captivitate ibi in provincia in adflictione magna sunt et in obprobrio et murus hierusalem dissipatus est et portae eius conbustae sunt ign
‹‹sürgünden kurtulup yahuda İline dönenler büyük sıkıntı ve utanç içinde›› diye karşılık verdiler, ‹‹Üstelik yeruşalim surları yıkılmış, kapıları yakılmış.››
fugerunt autem qui remanserant in afec in civitatem et cecidit murus super viginti septem milia hominum qui remanserant porro benadad fugiens ingressus est civitatem in cubiculum quod erat intra cubiculu
sağ kalanlar afek kentine kaçtılar. orada da yirmi yedi bin kişinin üstüne surlar yıkıldı. ben-hadat kentin içine kaçıp bir iç odaya saklandı.
qui fabricati sunt limen suum iuxta limen meum et postes suos iuxta postes meos et murus erat inter me et eos et polluerunt nomen sanctum meum in abominationibus quas fecerunt propter quod consumpsi eos in ira me
onlar kapı eşiklerini kapı eşiğimin, sövelerini sövelerimin bitişiğine yerleştirdiler. benimle aralarında yalnızca bir duvar vardı. İğrenç uygulamalarıyla kutsal adımı kirlettiler. bu yüzden öfkemle onları yok ettim.
et commovebuntur a facie mea pisces maris et volucres caeli et bestiae agri et omne reptile quod movetur super humum cunctique homines qui sunt super faciem terrae et subvertentur montes et cadent sepes et omnis murus in terra corrue
denizdeki balıklar, gökteki kuşlar, kırdaki hayvanlar, yerde sürünen bütün yaratıklar ve dünyadaki bütün insanlar önümde titreyecekler. dağlar yerle bir edilecek, kayalıklar ufalanacak, her duvar çökecek.