검색어: tvrdnje (세르비아어 - 터키어)

on poriče te tvrdnje.
pavlidis iddiaları reddediyor.

stefanov odbacuje te tvrdnje.
stefanov iddiaları reddetti.

kako komentarišete takve tvrdnje?
bu iddialarla ilgili yorumlarınız nelerdir?

beograd je odbacio obe tvrdnje.
belgrad ise iki iddiayı da reddediyordu.

da li su te tvrdnje istinite?
bu cesur iddialar doğru mu?

njegove tvrdnje do sada nisu potkrepljene.
osmanagiç'in iddiaları henüz doğrulanmış değil.

turski mediji prenose neosnovane tvrdnje
türk medyası asılsız İddialarla Çalkalanıyor

ipak, da li su takve tvrdnje verodostojne?
peki bu tür iddialar hâlâ akla yatkın mı?

grčki zvaničnici, međutim, odbacuju te tvrdnje.
ne var ki yunanlı yetkililer iddiaları reddettiler.

njegove tvrdnje takođe su privukle pažnju policije.
rojs'un iddiaları polisin de ilgisini çekti.

rumunija pozvana da ispita tvrdnje o izbornim malverzacijama
romanya'ya hile İddialarını soruşturma Çağrısı

naše tvrdnje se više ne čuju jer su svi fokusirani na njih.
taleplerimiz artık dinlenmiyor, çünkü artık kimse onlara yoğunlaşamıyor.

dačić i Šojgu su na svečanosti porekli takve tvrdnje.
törende, daciç ve shogiu bu tür iddiaları yalanladı.

te tvrdnje vezane su za vreme kada je bio ministar saobraćaja.
bu iddialar, limaj'ın ulaştırma bakanlığı yaptığı dönemden kaynaklanıyor.

beogradski tužioci proučavaju tvrdnje izvestioca saveta evrope dika martija.
belgradlı savcılar avrupa konseyi raportörü dick marty'nin öne sürdüğü iddiaları inceliyorlar.

međutim, vladajuća koalicija sa skepsom je reagovala na takve tvrdnje.
ancak iktidar koalisyonu milletvekilleri bu iddialara yönelik şüphelerini dile getirdiler.

turska odbacuje tvrdnje da je 1915. godine počinjen genocid nad jermenima.
türkiye, 1915'te ermenilere soykırım uygulandığı iddialarını kabul etmiyor.

kosovska vlada reaguje na senzacionalne tvrdnje objavljene o premijeru hašimu tačiju.
kosova hükümeti başbakan haşim taci hakkında yayınlanan iddia bombardımana tepki verdi.

ta grupa je rekla da je uputila u brisel dokumentaciju koja potkrepljuje njene tvrdnje.
grup, iddialarını destekleyen belgeleri brüksel'e gönderdiğini söyledi.

međutim, tužioci su čini se uvereni da će biti u stanju da dokažu svoje tvrdnje.
ancak savcılar savlarını kanıtlayacaklarından emin görünüyorlar.