검색어: bonita (스페인어 - 터키어)

bonita
güzellik

es muy bonita.
o çok güzel.

es una bonita casa.
o güzel bir ev.

¡qué flor tan bonita!
ne güzel bir çiçek!

croacia era muy bonita.
hırvatistan çok güzeldi.

¡qué bonita estás hoy!
bugün ne kadar hoşsun!

ella tiene una cara bonita.
onun güzel bir yüzü var.

esta flor es más bonita que esa.
bu çiçek ondan daha güzeldir.

¿acaso maría no es bonita?
mary güzel değil mi?

es una habitación bonita, ¿verdad?
güzel bir oda, değil mi?

es muy bonita pero no tiene atractivo.
o güzel ama çekici değil.

mi vida es mas bonita cuando estas tu
hayatımı daha fazla zaman sen güzel senin

mi madre me compró una bonita muñeca.
annem benim için güzel bir bebek aldı.

mi hermana me ha hecho una bonita muñeca.
kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.

la iglesia que está al lado del lago es muy bonita.
gölün yanındaki eski kilise çok güzel.

elige la mejor vestimenta de esta bonita chica!
gibi saldıran arı taş çekiçler atmak için dino üzerine fly.

tom puede permitirse comprarle a mary cualquier cosa bonita.
tom mary'ye hoş bir şey almayı göze alabilir.

es una bonita cámara, maravillosamente compacta pero a la vez robusta.
Çok hoş bir görünüme sahip, harika bir gövde yapısı olan ve aynı zamanda sağlam bir model.

no importa como sea de bonita una cámara, queremos ver las fotos que hace.
bir fotoğraf makinesi ne kadar güzel bir görünüme sahip olursa olsun sonuçta ürettiği görüntülerle değerlendirmek gerekir.

le aconsejó que visitara boston porque pensaba que era la ciudad más bonita del mundo.
ona boston'u ziyaret etmesini tavsiye etti, çünkü o, onun dünyadaki en güzel şehir olduğunu düşünüyordu.