검색어: her lips are nice (영어 - 터키어)

these are nice.
bunlar güzel.

my lips are sealed.
dudaklarım mühürlüdür.

your lips are so beautiful.
dudakların ve burnunu ok begeniyprum

lips are not lips, but volcanoes.
dudaklar dudak değil birer volkandır.

she pressed her lips firmly together.
dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.

she bit her lip.
o dudağını ısırdı.

if his lips are silent, he chatters with his fingertips."
dudakları sessizse, parmak uçlarıyla gevezelik eder."

lips are a visible body part at the mouth of humans and many animals.
dudak, birçok insan ve hayvanın ağzının görünen kısmına denir.

then, the nose and lip are drawn.
daha sonra burun ve dudak çizildi.

all bucket lips are being made up by smaller segments to secure an easier handling.
tüm kepçe kapakları, kolay taşıma ve boşaltma işlemlerini güvenli şekilde gerçekleştirmek üzere daha küçük bölmelerden yapılmıştır.

a fool's mouth is his destruction, and his lips are the snare of his soul.
dudakları da canına tuzaktır.

with her much fair speech she caused him to yield, with the flattering of her lips she forced him.
tatlı diliyle peşinden sürükledi.

those are nice words. but i got sort of curious of what he meant with liberty, and liberty for whom.
bunlar güzel sözcükler. ama bir çeşit meraka da kapıldım özgürlük derken neden bahsediyordu, kimin için özgürlük.

who have said, with our tongue will we prevail; our lips are our own: who is lord over us?
kim bize efendilik edebilir?›› derler.

and if she had at all an husband, when she vowed, or uttered ought out of her lips, wherewith she bound her soul;
‹‹ ‹eğer kadın adak adadıktan ya da düşünmeden kendini yükümlülük altına soktuktan sonra evlenirse,

now hannah, she spake in her heart; only her lips moved, but her voice was not heard: therefore eli thought she had been drunken.
hanna içinden yakarıyor, yalnız dudakları kımıldıyor, sesi duyulmuyordu. bu yüzden eli, hannayı sarhoş sanarak,

blushes intensely, giggling very good... whispering right to his ear i i want to... sighs show you... leans forward, closer now, her lips just touching his something…
yoğun bir şekilde kızarır, kıkırdar Çok iyi... kulağına doğru fısıldıyor... iç çekerek sana göstermek istiyorum... öne doğru eğilir, şimdi daha da yaklaşır, dudakları sadece bir şeye dokunur...

3 (nov. 2001)* michael levine, "feeling for buffy — the girl next door" in michael levine and steven schneider, "buffy and philosophy", open court press 2003* frank rich, "journal: the girl next door", new york times, feb. 20, 1994* michael walker, "she spits on the girl next door", los angeles times, feb. 6, 1994* elizabeth wurtzel, "women: read my lips: are you a girl next door or a second wife?
3 (kasım 2001)* michael levine, "feeling for buffy — the girl next door" in michael levine and steven schneider, "buffy and philosophy", open court press 2003* frank rich, "journal: the girl next door", new york times, 20 Şubat 1994* michael walker, "she spits on the girl next door", los angeles times, 6 Şubat 1994* elizabeth wurtzel, "women: read my lips: are you a girl next door or a second wife?