검색어: i tried to maria but it didn't work out (영어 - 터키어)

it didn't work out.
o işe yaramadı.

i loved it, but it didn't work.
bunu istedim ama işe yaramadı.

but, but it didn't work.
ama çalışmadı.

i tried to make up with her, but it was impossible.
onunla barışmaya çalıştım ama mümkün olmadı.

and it sort of worked, but it didn't work very well.
Çalışmasına çalışıyordu, ama çok da iyi çalışmıyordu aslında.

"i tried working with them [the new leaders], but it didn't work out and i decided to start my own ngo," says samir, with a shrug.
samir omuz silkerek, “yeni liderlerle çalışmayı denedim, ama olmadı. ben de kendi stk’mı kurmaya karar verdim”, diyor.

but it was important to create a perfect place, so i tried to, in order to work and create.
ama mükemmel bir yer yaratmak önemliydi, ve ben denedim de, çalışmlarım ve tasarlamalarım sonucu.

the fact is that, if i tried and it didn't work, then i could make a statement about how unwilling the global community is to unite -- until, it was in somalia, picking up that young girl.
gerçek şu ki, eğer deneyip de işe yaramasaydı, global toplumun birleşmek için ne kadar isteksiz olduğu izerine konuşma yapardım -- ta ki, somali'de genç bir kızın yanına gidene kadar.

you know when the large hadron collider started, and it didn't work, and people tried to work out why, it was the small hadron collider team who sabotaged it because they were so jealous.
biliyorsunuz büyük hadron Çarpıştırıcısı ilk denemede çalışmadığında insanlar nedenini araştırdılar. bunun sebebi küçük hadron Çarpıştırıcısı ekibiydi, onlar sabote etmişlerdi, çünkü çok kıskanıyorlardı.

it didn't work very well on the schizophrenics, but it was pretty clear in the '30s and by the middle of the '40s that electroconvulsive therapy was very, very effective in the treatment of depression.
Şizofrenikler üzerinde çok iyi etki göstermedi, fakat 30' lu yıllar boyunca ve 40'ların yarısına kadar depresyonun tedavisinde elektrokonvülsif terapinin çok, çok etkili olduğu çok açıktı.