검색어: intervene (영어 - 터키어)

we must intervene.
müdahale etmeliyiz.

i could intervene.
müdahele edebildim.

should we intervene?
müdahele etmeli miyiz?

they won't intervene.
onlar müdahele etmeyecek.

i do take certain liberties and intervene.
bazı ayrıcalıklar ve özel haklar kullanarak müdahil oluyorum.

it does not intervene in this process or this one.
bu süreç içerisinde karışmaz ya da bununla.

finally, herzigova's bodyguards had to intervene.
sonunda, herzigova'nın korumaları olaya müdahale etmek zorunda kaldı.

the engineering approach does not intervene in any processes.
mühendislik yaklaşımı herhangi bir süreç ile karışmaz.

inzko to intervene in mostar's mayoral stalemate
inzko, mostar belediye başkanlığı konusundaki çıkmaza müdahale edecek

intervene, appeal to the u.n., or do nothing?
müdahale etmeli, bm'ye başvurmalı ya da hiçbir şey yapmamalı?

only the it technical personnel is authorized to intervene the faults.
arızalara müdahale yetkisi sadece bt teknik personeline aittir.

do not intervene moving parts manually while machines are operating.
makineler çalışma halinde iken hareketli parçalara elle müdahale etme.

however, these security guards cannot intervene beyond the stand area.
ancak bu güvenlik elemanları stant alanı dışına müdahale edemez .

military officials say they are prepared to intervene in case of such security risks.
asker yetkililer söz konusu güvenlik sorunun baş göstermesi durumunda bölgeye müdahale etme hazırlıklarını tamamladıklarını açıkladı.

if the accident victim is dead, do not intervene the scene until the prosecutor arrives
kazazede ÖlmÜŞ İse savcilik gelene kadar olay yerİne mÜdahale etme

it is prohibited for employees to intervene electrical boards, electrical devices and equipment.
Çalışanların elektrik panolarına, elektrik tesisatına, elektrikli cihaz ve ekipmanlara müdahalesi yasaktır.

peci has asked eulex to intervene and return judges to the kosovo institutions' property.
peci, eulex'in duruma müdahale ederek, hakimleri, kosova kurumlarına ait mülke geri döndürmesini istedi.

and what the teacher does is literally just say, "let me intervene on the red kids."
ve öğretmenin yaptığı şey ise gerçek anlamda gelip, ''bu kırmızı çocuklara gidip yardımcı olayım.''

the district cannot intervene on the private domain after the pronunciation of a judicial sentence."
semt, adli bir ceza telaffuz edildikten sonra özel mülke tecavüz edemez." dedi.

according to b92, several incidents were reported, and police were asked to intervene at some polling stations.
b92'ye göre çok sayıda olay bildirildi ve bazı sandık merkezlerinde polisten müdahale etmesi istendi.