검색어: ohk i follow you give me a follow back (영어 - 터키어)

can you give me a boat?
bana bir tekne verebilir misin?

i can do it if you give me a chance.
bana bir şans verirsen onu yapabilirim.

can you give me a discount?
bana bir indirim yapar mısın?

could you give me a discount?
bana bir indirim yapar mısın?

give me a beer.
bana bir bira ver.

can you give me a better price?
bana daha iyi bir fiyat verir misin?

give me a break.
bana bir mola verin.

can you give me a hand with this table?
bu masayı taşımama yardımcı olur musun?

could you give me a ride to the station?
beni istasyona götürür müsünüz?

don't give me a call.
beni arama.

can you give me the recipe?
bana tarifi verebilir misiniz?

come on! give me a chance.
haydi! bana bir şans ver.

give me a light, would you?
bana bir ışık ver, lütfen.

could you give me a card with this hotel's address?
bana bu otelin adresini yazan bir kart verebilir misiniz?

there's a scratch here. could you give me a discount?
burada bir çizik var. bana indirim yapar mısınız?

could you give me a flight? because we're going to go see him."
bir uçuş ayarlayabilir misin? Çünkü gidip onu görmemiz gerekiyor."

he said, “i will not send him with you, unless you give me a pledge before god that you will bring him back to me, unless you get trapped.”
"bana etrafınızın çepeçevre kuşatılması dışında, onu ne olursa olsun mutlaka bana getireceğinize dair allah adına kesin bir söz verinceye kadar, onu sizinle asla gönderemem." dedi.