검색어: doldurdular (터키어 - 세르비아어)

harley davidson motorcuları mitrovitsa sokaklarını doldurdular.
motoristi na harli dejvidsonima zakrčili su ulice mitrovice.

bu gruplar cotroceni futbol stadyumu'nun koltuklarını doldurdular.
njihovi nastupi popunili su sedišta fudbalskog stadiona kotročeni.

onlar da topladılar. yedikleri beş arpa ekmeğinden artakalan parçalarla on iki sepet doldurdular.
i skupiše, i napuniše dvanaest kotarica komada od pet hlebova jeèmenih što preteèe iza onih što su jeli.

geleneksel festival boyunca mim sanatçıları strumica sokaklarını doldurdular. [getty images]
pantomimičari su napunili ulice strumice tokom tradicionalnog festivala. [geti imidžis]

sinemaseverler filmleri izlemek ve sinema sektörüyle ilgili yuvarlak masa tartışmalarını dinlemek üzere salonları doldurdular.
ljubitelji kinematografije napunili su bioskope da bi gladali filmove ili slušali diskusije za okruglim stolom posvećene filmskoj industriji.

İsa hizmet edenlere, ‹‹küpleri suyla doldurun›› dedi. küpleri ağızlarına kadar doldurdular.
reèe im isus: napunite sudove vode. i napuniše ih do vrha.

krasniki, "Üniformalı milis kuvvetleri oy kullanımını suistimal ettiler ve oy sandıklarını doldurdular." dedi.
"paravojske u uniformama zloupotrebile su izbore i punile glasačke kutije", rekao je krasnići.

İlkin suçlarını, günahlarını iki katıyla onlara ödeteceğim. Çünkü tiksindirici cansız ilahlarıyla ülkemi kirlettiler, mülkümü iğrenç putlarıyla doldurdular.
i platiæu im prvo dvojinom za bezakonje njihovo i za greh njihov, što oskvrniše zemlju moju strvima gadova svojih, i nasledstvo moje napuniše gnusobama svojim.

Öbür teknedeki ortaklarına işaret ederek gelip yardım etmelerini istediler. onlar da geldiler ve her iki tekneyi balıkla doldurdular; tekneler neredeyse batıyordu.
i namagoše na društvo koje beše na drugoj ladji da dodju da im pomognu; i dodjoše, i napuniše obe ladje tako da se gotovo potope.

brice taton'un cinayetiyle ilgili dava başlarken, sanıkların destekçileri ve aile fertleri duruşma salonunu doldurdular. [getty images]
pristalice i članovi porodica optuženih napunili su sudnicu kada je počeo process za ubistvo brisa tatona. [geti imidžis]

Çünkü beni terk ettiler, burayı yabancı bir ülke haline getirdiler. kendilerinin de atalarıyla yahuda krallarının da tanımadığı başka ilahlara burada buhur yaktılar, burayı döktükleri suçsuz kanıyla doldurdular.
jer me ostaviše i oskvrniše ovo mesto kadeæi na njemu drugim bogovima, kojih ne znaše ni oni ni oci njihovi, ni carevi judini, i napuniše to mesto krvi prave.

2007 yılından beri ab üyesi olan romanya, müktesebatı kapsayan 250 adet stratejik sorudan oluşan karmaşık bir belge olan schengen anketini geçen yılın sonlarında doldurdu.
rumunija, članica eu od 2007, ispunila je krajem prošle godine šengenski upitnik, složeni dokument sa 250 strateških pitanja kojima je obuhvaćen acquis.