검색어: çevirip (터키어 - 영어)

hâlâ da yüz çevirip duruyorsunuz.
(tafsir al-qurtubi, vol. 2, page 392).

"yüz çevirip duruyorsunuz ondan."
from which you are turning away.

yüzünü göğe çevirip durduğunu görüyoruz.
verily! we have seen the turning of your (muhammad's saw) face towards the heaven.

sonra da sırt çevirip büyüklük tasladı.
and he turned his back and behaved arrogantly

derken, arkalarını çevirip gitmişlerdi onlar.
all the people turned away from him

allah gece ile gündüzü çevirip kontrol eder.
allah alternates the night and the day.

anahtarı çevirip çevirmemek size kalmış, "dedi.
it's up to you whether you turn the key, "said prosper.

böylelikle arkalarını çevirip ondan kaçmaya başladılar.
and they turned their backs and went away from him.

bakanlar siyasileri "geçmişin sayfasını çevirip" geleceği kucaklamaya çağırdılar.
they urged politicians to "turn the page on the past" and embrace the future.

kopenhag [siyasi] kriterlerini ankara kriterlerine çevirip yolumuza devam ederiz."
we will turn the copenhagen [political] criteria into ankara criteria and continue on our way."