Je was op zoek naar: الباعة عليهم (Arabisch - Turks)

فوضع يديه عليهم ومضى من هناك
ellerini onların üzerine koyduktan sonra oradan ayrıldı.

فاحتضنهم ووضع يديه عليهم وباركهم
Çocukları kucağına aldı, ellerini üzerlerine koyup onları kutsadı.

جزاؤهم جهنم مطبَقةٌ مغلقة عليهم .
" kapıları kilitlenmiş " bir ateş onların üzerinedir .

‎فرفع يده عليهم ليسقطهم في البرية
onları öteki ülkelere dağıtacağına ant içti.

اجمع عليهم شرورا وانفذ سهامي فيهم.
oklarımı onlara karşı kullanacağım.

‎فرحت مصر بخروجهم لان رعبهم سقط عليهم
Çünkü İsrail korkusu çökmüştü mısırın üzerine.

‎واسلمهم ليد الامم وتسلط عليهم مبغضوهم‎.
onlardan nefret edenler onlara egemen oldu.

« فصبَّ عليهم ربك سوط » نوع « عذاب » .
bu yüzden rabbin , üzerlerine azap kamçısını yağdırıverdi .

اما الذين يؤدبون فينعمون وبركة خير تأتي عليهم.
herkes onu candan kutlar.

ويرد عليهم اثمهم وبشرهم يفنيهم. يفنيهم الرب الهنا
evet, köklerini kurutacak.

« لنرسل عليهم حجارة من طين » مطبوخ بالنار .
" Üzerlerine balçıktan taşlar göndermek için ... "

صارت رؤساء يهوذا كناقلي التخوم فاسكب عليهم سخطي كالماء.
gazabımı su gibi dökeceğim üzerlerine.

« عليهم نار مؤصدة » بالهمزة والواو بدله ، مطبقة .
" kapıları kilitlenmiş " bir ateş onların üzerinedir .

« فراغ عليهم ضربا باليمين » بالقوة فكسرها فبلغ قومه ممن رآه .
bunun üzerine , yanlarına gelip sağ eliyle vurdu ( kırıp geçirdi . )

فاجابت الحكيمات قائلات لعله لا يكفي لنا ولكنّ بل اذهبن الى الباعة وابتعن لكنّ.
‹‹akıllılar, ‹olmaz! hem bize hem size yetmeyebilir. en iyisi satıcılara gidin, kendinize yağ alın› dediler.

فاشترى يوسف كل ارض مصر لفرعون. اذ باع المصريون كل واحد حقله. لان الجوع اشتد عليهم. فصارت الارض لفرعون.
böylece yusuf mısırdaki bütün toprakları firavun için satın aldı. mısırlıların hepsi tarlalarını sattılar, çünkü kıtlık onları buna zorluyordu. toprakların tümü firavunun oldu.

باع
satmak