Je was op zoek naar: sažalijevati (Bosnisch - Turks)

nesposoban sažalijevati.
merhametsiz.

prestani se sažalijevati.
- bununla nasıl yaşamalıyım?

Želiš se sažalijevati?
kendine acımak mı istiyorsun?

ne možete sažalijevati sebe.
kendin için üzülemezsin.

nas niko ne treba sažalijevati.
kimsenin sadakasına muhtaç değiliz.

- tebi je lako tako se sažalijevati.
hayır, hayır, hayır. senin için kendine acımak kolaydı.

trebamo prestati sažalijevati sami sebe.
yapmamız gereken şey kendi derdimize yanmaya bir son vermek.

a baš sam te počela sažalijevati!
tam da senin için üzüldüğümü söylemeye başlamıştım.

narod u manchesteru može samo sažalijevati.
bu ulus, manchester şehri gibi sadece yas tutabilir.

ne treba ga prezirati, već sažalijevati.
onu küçümsemek değil... merhamet etmek gerekir.

-ako izdaš knjigu, svi će sažalijevati mamu.
aynı kitabın gibi. herkesin annen için üzülmesine neden olursun.

ne smiješ se sažalijevati, meni je pola tima ozlijeđeno.
- kendine hiç acıma. burada takımın yarısı sakat zaten.

sada se prestani sažalijevati i izadji iz ove celije.
Şimdi kendine acımayı bırak ve bu hücreden kurtul.

prestani se sažalijevati, kao "ti si ubio pookieja".
pookıe'yi öldürdüm deyip deyip acınmayı kes artık.

možete se prestati sažalijevati na pragu najvećeg otkrića.
doğru. dr. marshall artık kendinize acımayı bırakın.

otkad si počeo sažalijevati samog sebe. to je nepodnošljivo više.
niye bu kadar üzgünsün anlamıyorum

misliš da će te vardon i ray sažalijevati zato što nosiš vlastitu torbu?
vardon ve ray'in, çantanı ...taşıyorsun diye, sana acıyacaklarını mı sanıyorsun?

jutros sam se probudio i pomislio da je vrijeme je da se prestanem sažalijevati i iskoristim dan i ne mogu se sjetiti nikoga s kim bih radije iskoristio dan od tebe.
bu sabah uyandım ve şöyle düşündüm... kendim için üzülmeyi bırakmalıyım ve günü yakalamalıyım. günü daha iyi yakalayabileceğim başka birini de düşünemiyorum.

vratiti se natrag u kuhinju guliti krumpir i sažalijevati se, jer je jadna kendra shaw jedini časnik u floti koji je ikad morao donijeti tešku odluku.
böylece patates soymaya geri dönüp kendine acıyabilirdin, çünkü zavallı kendra shaw bu filoda zor kararlar vermesi gereken tek subay.