Je was op zoek naar: brændsel (Deens - Turks)

for brændsel.
- enerji için yiyorum ben.

- mac, brændsel.
- mac, benzin.

vi har brændsel.
tam güç elde ettik.

til brændsel, måske.
bir yere bağlantı için olmalı.

-vi mangler brændsel.
- olmaz, yakıtımız yok.

der er ikke brændsel nok.
yakacağımız yetersiz.

brug dine følelser som brændsel.
hissettiklerini bir araya getir ve bunun seni ateşlemesini sağla.

her fyldes brændsel pa toget.
east fork odun durağı.

køretøjer, dyr, brændsel, hvis du vil.
araçlar, hayvanlar. benzin, istersen.

- den blev yankee'ernes brændsel.
ahır artık yok bayan scarlett. yankiler odun için yaktılar.

hvor meget brændsel har du tilbage?
ne kadar yakıtın kaldı?

den esse, hvilken brændsel benytter den?
demir ocağı ne yakıyor?

et som snart løber tør for brændsel.
yakıtı az kalanlardan olsun. windsor 114.

bøger kan bruges til andet end brændsel.
ateşten fazlasıymış gibi.

der er brændsel nok i discovery til en opsendelse.
discovery'de, fırlatma için yetecek kadar yakıtımız var.

ja, ødelagte generatorer og tomme brændsel tønder.
- bir şey buldunuz mu? evet. bir sürü bozuk jeneratör ve sayamadığım kadar boş benzin varilleri.

har vi nok brændsel til sådan at flyve i ring?
böyle daireler çizmeye yetecek kadar yakıtımız var mı?

krigen havde medfort mangel pa brændsel og lampeolie.
savaş yüzünden yakıt ve lamba yağı kısıtlıydı .

de er ikke i stand til at forsyne transformationen med brændsel.
dönüşüm için gerekli yakıtı sağlayamazlar.

discovery har brændsel nok til en rejse med et lille forbrug.
düşük oranda tüketirseniz, discovery'nin yeterince yakıtı var.