Je was op zoek naar: eksponering (Deens - Turks)

eksponering
pozlandırma

eksponering.
yüzleşme.

eksponering, sek
poz zamaný, san

eksponering/ følsomhed:
pozlandırma/ hassaslık:

eksponering (e. v):
pozlandırma (e. v):

det er god eksponering.
ne demek bu kadar çok? Çok güzel oynamıştım. Öyle mi dersin?

eksponering: 1 /% 1 s
pozlandırma: 1 /% 1 s

vi får maksimal eksponering.
Öyle yapacağız zaten! basının hepsini çekme yolu bu.

ligesom en tids-eksponering.
süreli pozlandırma gibi.

det kan være forkert eksponering.
dikkat et de bazı yanlış şeyler de yanlışlıkla açığa çıkmasın.

fordelen er eksponering, opmærksomhed.
avantajı işe açığa çıkma, halk dikkati.

vi skal ha' lokal eksponering.
bizim ortaya çıkmaya ihtiyacımız var.

automatisk eller manuel eksponering
otomatik veya manüel pozlama

den eksponering er vi ikke klar til.
bu tür maruz kalmalara daha hazır değiliz.

- der kommer for meget eksponering.
bizim için diğerlerine bir açık olur. senin dikkatini çekeceğin gibi, ben sessiz bir ortağımdır.

det giver maksimal eksponering i pressen.
bu tüm basının yarışmaya yoğun bir ilgi göstermesine sebep olacak.

og en eksponering, der er det dobbelte værd.
- ve kendini teşhir etmesi durumu ikiye katlıyor.

offentlig omtale for mig er eksponering for dig.
reklam seni teşhir eder.

hvilket fører os tilbage til eksponering, og...
sağ. hangi maruz bize geri getiriyor, tamam mı? bu bize geri getiriyor...

der er ingen tegn på traumer eller eksponering.
peki, travma ya da maruz kalma belirtisi yok.