Je was op zoek naar: apprehensive (Engels - Turks)

tom looks apprehensive.
tom endişeli görünüyor.

and they, from fear of him, are apprehensive.
hepsi de o'nun korkusundan titrerler.

so moses felt apprehensive within himself.
bu yüzden musa içinde bir korku hissetti.

and in his heart moses became apprehensive,
bu yüzden musa içinde bir korku hissetti.

indeed, they who are apprehensive from fear of their lord
ama asıl rab'lerine duydukları saygıdan dolayı çekinenler.

and those who are apprehensive of the punishment of their lord
ancak namaz kılıp namazlarında yoksul ve yoksuna belirli bir hak tanıyanlar, ceza gününü doğrulayanlar, rablerinin azabından korkanlar böyle değildir.

indeed those who are apprehensive for the fear of their lord,
ama asıl rab'lerine duydukları saygıdan dolayı çekinenler.

allah will indeed bring out what you are apprehensive of.’
allah o çekindiğiniz şeyi ortaya çıkaracaktır.

who fear their lord unseen, while they are of the hour apprehensive.
(o takva sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde rablerine candan saygı gösterirler. yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

those who fear their lord in private, and are apprehensive of the hour.
(o takva sahipleri ki) onlar, görmedikleri halde rablerine candan saygı gösterirler. yine onlar, kıyametten korkan kimselerdir.

katarina ostojic, a student, says she apprehensive of elections and of the sns.
katarina ostojiç adındaki bir öğrenci, seçimler ve sns konusunda endişeli olduğunu söylüyor.

—those who fear their lord in secret, and who are apprehensive of the hour.
korunanlar görmeden rablerinden korkarlar ve (duruşma) sa'at(in)den de titrerler.

serbs in kosovo, however, are apprehensive, especially about the prospect of independence.
ancak kosova'daki sırplar, özellikle bağımsızlık umudu konusunda tedirginler.

say, ‘go on deriding. allah will indeed bring out what you are apprehensive of.’
de ki, alay edip durun bakalım, allah o sizin çekindiğiniz şeyi kesinlikle ortaya çıkaracaktır.