Je was op zoek naar: blessing (Engels - Turks)

blessing
allah'ın lütfu

a blessing from us.
biz de lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik.

as a blessing from us.
biz de lût'un ailesi dışında, hepsinin üzerine taş savuran bir fırtına gönderdik.

pw: blessing and curse.
pw: hem nimet, hem de bela.

my children are a blessing.
Çocuklarım birer nimet.

the priest gave me his blessing.
rahip bana hakkını helal etti.

this is indeed a real blessing.”
bu apaçık bir lütuftur."

good health is a great blessing.
İyi sağlık büyük bir nimettir.

remember allah’s blessing upon you!
allah'ın üzerinizdeki nimetini anın.

what, and do they deny god's blessing?
allah'ın ni'metini mi inkar ediyorlar?

we granted them our blessing and high renown.
biz onlara rahmetimizden lütuflarda bulunduk. hepsine de dillerde güzel ve yüksek bir övgü verdik.

o mankind! remember allah’s blessing upon you!
ey insanlar, allah'ın size olan nimetlerini hatırlayın.

friday blessings
friday blessings be upon you