Je was op zoek naar: bread (Engels - Turks)

bread
ekmek

pocket bread
pita

i eat bread.
ekmek yerim.

bread carrots
ekmek

deep fried bread
evet teslim

he has less bread.
onun daha az ekmeği var.

who ate the bread?
ekmeği kim yedi?

and a little bread.
ve biraz ekmek.

can i eat this bread?
bu ekmeği yiyebilir miyim?

bread's in the oven.
ekmek fırında.

where's the bread?
ekmek nerede?

peter reinhart on bread
peter reinhart ekmek üzerine

bread is made from flour.
ekmek undan yapılır.

take the bread. take it home.
ekmeği alır. evine götürür.

"хлеб") 'bread'*luussitaq (< rus.
"хлеб") 'ekmek'*luussitaq (< rus.

if they deny you both, take bread.
eğer ekmek vermezlerse, ekmeğinizi alın.

hamburger sandwich roll bread dough
sandvİÇ hamburger roll ekmek hamuru

he spread butter on the bread.
o, ekmeğin üzerine tereyağ sürdü.

high protein white flour for bread
yûksek proteinli ekmeklik beyaz un

i ate bread and butter this morning.
bu sabah ekmek ve tereyağı yedim.