Je was op zoek naar: cleanliness (Engels - Turks)

cleanliness is next to godliness.
temizlik, dindarlığın yanındadır.

check the cleanliness of weighing paddles.
tartım küreklerinin temizliğini kontrol et.

check for cleanliness and mechanical damage during inspection.
denetim sırasında temizlik ve mekanik hasar olup olmadığını kontrol edin.

check presence and cleanliness of hepa filters in the cabinet.
kabinde bulunan hepa filtrelerinin varlığını ve temizliğini kontrol et.

classification - clean room classification is based on the level of cleanliness
sınıflandırma – temiz oda sınıflandırma temizlik düzeyine göredir.

general appearance, and physical conditions and cleanliness of the unit you have visited
genel görünüm ve ziyaret ettiğiniz birimin fiziki koşulları ve temizliği

did you not see those who proclaim their piety (cleanliness of deeds)?
bakmaz mısın, şu benliklerini ak-berrak gösterip duranlara! hayır!

general appearance, and physical conditions and cleanliness of the unit you have visited - good
genel görünüm ve ziyaret ettiğiniz birimin fiziki koşulları ve temizliği - İyi

general appearance, and physical conditions and cleanliness of the unit you have visited - excellent
genel görünüm ve ziyaret ettiğiniz birimin fiziki koşulları ve temizliği - mükemmel

the tank is transparent from one side which allows the operator to check the cleanliness of the internal space.
deponun bir kısmı şeffaftır böylece kullanıcının iç boşluktaki temizliği kontrol etmesine olanak sağlar.

in safİl company, the cleanliness level the clean room is classified according to iso 8 class 100.000.
safİl firmasında temiz oda temizlik düzeyi iso 8 class 100.000’ e göre sınıflandırılır.

after seeing that global impact, we narrowed it down to our key value proposition, which was cleanliness and convenience.
evrensel etkiyi gördükten sonra, asıl değer verdiğimiz şeye daralttık, temizlik ve kolaylığa.

the conditions related to landfill works in the waste area, the cleanliness, security and safety of the employee are taken into consideration.
atık alanında depolama işleri ile ilgili koşullar, alanın temizliği, güvenliği ve çalışanın güvenliği göz önüne alınır.

and it, you know, tickled a little bit and it smelled good, but i have to say that nobody here has complimented me on the cleanliness of my face today.
yüzümü birazcık kaşındırdı ve güzel kokuyordu. ancak itiraf etmeliyim ki burada kimse bana yüzümün ak pak göründüğüne dair övgüde bulunmadı.

materials – the look and feel of materials, the sensory qualities of sound, light, smell, air quality, cleanliness and lack of contaminants
malzemeler- malzemelerin görünüm ve dokusu, duyusal ses kalitesi, ışık, koku, hava kalitesi, temizliği ve kirletici eksikliği

the susruta samhita, (fourth – fifth century ad), is similar to the words of hippocrates, but emphasizes wound cleanliness.
susruta samhita (ms. 4'üncü - 5'inci yüzyıl) eserinde hipokrat'ın sözlerine benzer ifadeler geçmekte, ancak yara temizliği vurgulanmaktadır.

did you not see those who proclaim their piety (cleanliness of deeds)? in fact allah purifies whomever he wills, and no injustice, even equal to the hair upon a date seed will be done to them.
görmez misin kendilerini temize çıkarmaya savaşanları, halbuki allah, dilediğini arıtır, temizler ve onlar, hurma çekirdeğinin içindeki incecik kıl kadar bile zulüm görmezler.

it is not for the mushrikun (polytheists, idolaters, pagans, disbelievers in the oneness of allah), to maintain the mosques of allah (i.e. to pray and worship allah therein, to look after their cleanliness and their building, etc.), while they witness against their ownselves of disbelief.
(allah'a) ortak koşanlar nefislerinin küfrünü göre göre allah'ın mescidlerini şenlendiremezler. onların yaptıkları işler, boşa çıkmıştır.