Je was op zoek naar: creating my own sunshine (Engels - Turks)

i'm interested in creating my own web pages.
kendi web sayfamı yapmakla ilgileniyorum.

define my own
kendim tanımlayacağım

i have my own room.
kendi odam var.

i'm my own boss.
kendimin patronuyum.

i did it on my own.
onu tek başıma yaptım.

can i pick my own desk?
kendi masamı seçebilir miyim?

i can make my own purpose.
kendi amacımı yaratabilirim.

"my own children avoided me.
aliç, "kendi çocuklarım benden kaçınır oldu.

i'm my own worst enemy
en büyük düşmanım benim

i can do it faster on my own.
kendim daha hızlı yapabilirim.

i need a break from my own thoughts
मुझे अपने विचारों से विराम चाहिए break

i didn't follow my own advice.
kendi tavsiyemi takip etmedim.

and of course, my own movie theater.
ve tabii ki ev sinemam.

i've never been on my own before.
daha önce tek başıma olmadım.

i should've just minded my own business.
sadece kendi işimi umursamalıydım.

i grind my own coffee beans every morning.
her sabah kendi kahve çekirdeklerimi ben öğütürüm.

i decided i would destroy my own argument by creating an absurd proposition.
kendi argümanımı saçma bir öneriyle çürütmeye karar verdim.