Je was op zoek naar: decisive (Engels - Turks)

decisive
düşünce yönetimi

tom is decisive.
tom kararlıdır.

i'm decisive.
ben kararlıyım.

it is a decisive word.
bu kur'ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

this is indeed a decisive word,
bu kur'ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

surely it is a decisive word;
bu kur'ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

continuous and decisive statutory reform.
sürekli ve kararlı bir yasal reform.

it is surely a decisive utterance;
bu kur'ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

i wish my death had been the decisive one.
"ah, ne olurdu, iş bitmiş olsaydı!"

indeed, the qur'an is a decisive statement,
bu kur'ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

this (qur'an) is surely a decisive word,
bu kur'ân, kesin bir sözdür, hakla batılı ayırt eden bir sözdür!

hellas sat a "decisive step", says greek prime minister
yunanistan başbakanı: hellas sat "kararlı bir adım"

co-operation decisive for serbia-montenegro's eu integration
sırbistan-karadağ'ın ab Üyeliğini İşbirliği belirleyecek

other decisive goals included goals against palermo, sampdoria, and livorno.
ayrıca palermo, sampdoria and livorno maçlarındaki azmiyle takdir topladı.