Je was op zoek naar: don't play catch (Engels - Turks)

don't play catch.
yakalamaç oynamayın.

don't play catch in the room.
odada yakalamaç oynamayın.

don't play dead.
Ölü numarası yapma.

don't play dumb!
aptal numarası yapma.

don't play games.
oyun oynamayın.

don't play baseball here.
burada beyzbol oynama.

don't play with that key!
bu tuşla oynama!

don't play ball in this room.
bu odada top oynama.

you don't play golf, do you?
golf oynamazsın, değil mi?

don't play baseball in the park.
parkta beyzbol oynama.

don't play around on your way home.
eve giderken oyalanma.

don't play around on your way back home.
eve dönerken oyalanmayın.

don't play around too much after school.
okuldan sonra çok fazla oyalanmayın.

don't play dumb. answer my question properly!
aptal numarası yapma. soruma doğru dürüst cevap ver.

i don't play sports. i'm really bad at sports.
spor yapmam. sporda berbatım.

please don't play here — she is trying to get to sleep!
lütfen burada çalma,o uymaya çalışıyor.

we are going to win because we don't play their dirty games.
biz kazanacağız çünkü onların kirli oyunlarını oynamıyoruz.

i don't play golf, so i couldn't actually road test these, but i did interview a guy who owns them.
golf oynamıyorum. dolayısıyla bu ürünleri yolda test edemiyorum. fakat bu golf sopalarının sahibi olan bir adam ile görüştüm.

magic isn't that intense. i have to warn you, though, if you ever play with someone who deals cards like this, don't play for money.
sihir, o kadar güçlü değildir. yine de sizi uyarmalıyım; eğer bir gün kartları böyle kullanabilen biriyle oynarsanız, para için oynamayın.

it's got dark matter, it's got ordinary matter, it's got photons and it's got neutrinos, which don't play much role in the later part of the universe.
karanlık maddesi var, sıradan maddesi var, fotonları ve nötrinoları var, ama bunlar evrenin sonraki kısımlarında önem arz etmiyorlar.