Je was op zoek naar: don't take me easy (Engels - Turks)

don't take it out on me.
hırsını benden alma.

don't take chances.
Şansa bırakmayın.

don't take any prisoners.
hiçbir mahkumu götürmeyin.

don't take it so hard!
Çok ciddiye almayın!

don't take it so seriously.
onu, o kadar ciddiye alma.

don't take it personally, tom.
bunu kişisel olarak alma, tom.

take me back,
hayır; bu söylediği sadece kendi lafıdır. tekrar diriltilecekleri güne kadar arkalarında geriye dönmekten onları alıkoyan bir engel vardır.

don't take anything for granted.
hiçbir şeyin kıymetini bilmezlik etme.

now, it didn't take me any time.
Şimdi, hiç zaman almadı.

don't take his remarks too literally.
onun görüşlerini harfiyen almayın.

take me seriously.
beni ciddiye al.

don't take what tom says at face value.
tom'un görünüşe göre söylediğini almayın.

please take me home.
lütfen beni eve götür.

'come,' she said, 'take me!'
kapıları kilitledi ve "haydi beri gel!" dedi.

take me to your leader.
beni liderinize götürün.

will you take me there?
beni oraya götürecek misin?

please take me home tonight.
lütfen bu gece beni eve götür.

will you take me to the gate?
beni kapıya götürür müsün?

i want you to take me to tom.
beni tom'a götürmeni istiyorum.

and then you take me back to your logo.
ve sonra beni geri logonuza götürüyorsunuz.