Je was op zoek naar: don't worry (Engels - Turks)

don't worry.
endişelenme.

just don't worry.
sadece merak etme.

hey, don't worry.
hey, endişelenme.

don't worry so much.
Çok fazla endişelenme.

don't worry episode 97
merak etme 97. bölüm

don't worry about it.
onu dert etmeyin.

don't worry about it!
merak etmeyin!

don't worry, be happy!
endişelenme, mutlu ol!

do your best and don't worry.
elinden geleni yap ve endişelenme.

don't worry. tom will be here.
endişelenme. tom burada olacaktır.

don't worry about it, ok?
merak etmeyin, tamam mı?

don't worry about the numbers.
rakamlar hakkında endişelenmeyin.

don't worry, everything will be ok.
Üzülmeyin, her şey düzelecek.

don't worry about making mistakes.
hata yapma konusunda endişelenmeyin.

don't worry. i'll take care of you.
Üzülme. seninle ilgileneceğim.

*"don't worry about me + q&a".
*"don't worry about me + q&a".

"don't worry, you're doing great."
"Üzülme, sen, biliyorsun, harika gidiyorsun."

"oh, don't worry about it," he said.
"sen onu hiç dert etme.

don't worry about such a trivial problem.
böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin.

don't worry, i'll be back before twelve.
endişelenme, on ikiden önce dönmüş olacağım.