Je was op zoek naar: enlightening (Engels - Turks)

by the enlightening scripture.
andolsun her şeyi açıklayan kur'an'a.

we gave them the enlightening book,
hem kendilerine o belli kitabı (tevrat'ı) verdik.

an enlightening messenger has already come to them.
halbuki kendilerine apaçık bir elçi gelmişti.

(muhammad) we have given you enlightening authority.
and olsun ki, sana apaçık ayetler indirdik.

but how can they be reminded? an enlightening messenger has already come to them.
siz neredesiniz, öğüt alma nerede ve andolsun ki onlara, her şeyi açıklayan bir peygamber geldi de.

messengers came to them with clear signs, with scriptures, and with the enlightening book,
elçileri kendilerine apaçık belgeler, ilahiler ve aydınlatıcı kitaplar getirdiler

we sent down enlightening revelations, and god guides whomever he wills to a straight path.
and olsun ki, açıklayıcı ayetler indirmişizdir. allah dilediğini doğru yola eriştirir.

(muhammad) we have given you enlightening authority. only the wicked sinners deny it.
andolsun, sana apaçık ayetler indirdik, onları yoldan çıkmışlardan başkası inkar etmez.