Je was op zoek naar: everyday (Engels - Turks)

everyday
her gün

everyday life
kişisel yaşam

everyday happy
kule savunması

everyday mechanics co., 1916.
everyday mechanics co., 1916.

everyday i'm chapulling.
her gün vatana ihanet ediyorum.

i watch television everyday.
her gün televizyon izlerim.

saul griffith on everyday inventions
günlük icatlar üzerine, saul griffith

tom reads the bible everyday.
tom her gün İncil okur.

and you can eat something new everyday.
her gün yeni bir şey yiyebilirsiniz.

it's a normal everyday thing.
bu günlük olağan bir şey.

she wanted to get away from everyday life.
günlük hayattan uzaklaşmak istedi.

tv plays an important part in everyday life.
tv günlük yaşamda önemli bir rol oynar.

why are everyday goods becoming so expensive?
neden hayat bu gittikçe daha pahalı hale geliyor?

it comes as a part of our everyday learning.
bu günlük öğrenmenin bir parçası olarak gelir.

chade-meng tan: everyday compassion at google
chade-meng tan: google'da gündelik şefkat

and many of the metaphors we use everyday are synesthetic.
ve günlük kullandığımız bir çok metafor sineztetik.

everyday convenience 3 in 1: print, copy, & scan
3'ü 1 arada tasarımla günlük kullanım için İdeal: yazdırma, kopyalama ve tarama

a dozen or more prisoners die under torture everyday.
her hafta bir düzineden fazla mahkum işkence sonucu ölüyor.

it features photographs of everyday life in the french capital.
sergide fransız başkentindeki günlük yaşamdan kesitler sunuluyor.

but the rest, who succumb into it, go through everyday torture.
ama geride kalanlar, boyun eğenler, hergün iskenceye maruz kalıyor.