Je was op zoek naar: heavier (Engels - Turks)

heavier
daha ağır

heavier paper (28lb)
daha ağır kağıt (28lb)

his books are heavier.
onun kitapları daha ağır.

gold's heavier than iron.
altın demirden daha ağırdır.

gold is heavier than silver.
altın gümüşten daha ağırdır.

she's much heavier than him.
o, ondan çok daha ağırdır.

gold is far heavier than water.
altın sudan çok daha ağırdır.

which is heavier, lead or gold?
hangisi daha ağır, kurşun mu yoksa altın mı?

tom is ten pounds heavier than jack.
tom jack'ten on paund daha ağırdır.

then he whose scales weigh heavier
ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır.

tom is a few pounds heavier than mary.
tom mary'den birkaç paund daha ağır.

i think the rain's getting heavier.
sanırım yağmur daha da şiddetleniyor.

":alp arslan: "my punishment is far heavier.
"alp arslan: "benim vereceğim ceza çok daha ağır.

a heavier sliding driver's hatch was fitted.
a new heavier sliding driver's hatch was fitted.

then he whose deeds shall weigh heavier in the scale
ama tartıları ağır gelen kimse hoş bir hayat içinde olacaktır.

i carried iron, but didn't find anything heavier than debt.
demir taşıdım ama borçtan daha ağır bir şey bulmadım.

only those whose scales are heavier in the balance will find happiness.
artık kimin tartıları ağır gelirse onlar kurtulmuş olacaklardır.

these are much shorter than arrows, but can be several times heavier.
bunlar çok daha büyük olup, kuşatma silahları olarak tasarlanmıştır.

allah does not burden any human being with a responsibility heavier than he can bear.
allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar.

surely the first part of the night is heavier in tread, more upright in speech,
doğrusu gece neşesi (gece ibadeti, insanın iç dünyasında uyandırdığı) etki bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından daha sağlamdır.