Je was op zoek naar: herring (Engels - Turks)

herring
ringa

what she liked best was herring roe.
en sevdiği yemek ringo havyarıydı.

it started out with an article in red herring.
red herring'deki bir makale uzerine basladi.

in medieval times, trelleborg had an important part in herring fishing.
ortaçağ'da kent ringa balıkçılığında önemli bir yere sahipti.

brine and salt were used to pickle items such as herring, and to cure pork.
salamura ve tuz turşu ve ringa gibi gıdaları korumakta ve domuz etini muhafaza etmekte kullanılırdı.

and with our hyper-consumption of those animals producing greenhouse gases and heart disease, kindness might just be a bit of a red herring.
ve bu hayvanları aşırı-tüketimimiz sera gazları ve kalp hastalıklarına sebep olurken, nezaket ile konuyu başka yönlere çekmenin anlamı yok.

today, many sea fish, such as fresh herring, tuna, mackerel, salmon and sardines, are well established throughout the country.
günümüzde taze ringa, ton balığı, uskumru, somon balığı ve sardalya gibi deniz balıklarına ülke çapında ulaşılabilmektedir.

another red herring might be exemplified by the word "locavore," which was just named word of the year by the new oxford american dictionary.
buna benzer bir örnek de ''lokavor'' sözcüğü, ki kısa zaman önce new oxford amerikan sözlüğü tarafından yılın sözcüğü ödülünü aldı.

so the 20,000 lion figure that you just saw is actually a red herring, because there may be 3,000 or 4,000 male lions, and they all are actually infected with the same disease.
gördüğünüz bu 20.000 aslan sayısı... ...aslında bir aldatmacadır... ...çünkü belki de 3.000 veya 4.000 aslan vardır... ...ve aslında onların hepsine... ...aynı hastalık bulaşmıştır.

of the three major fished species, cod, herring, and sprat, cod is particularly sensitive to reduced salinity because salinity affects both their reproductive capacity and the availability of the preferred food for cod larvae.
2007 yılının yazında polonya balıkçılık filosunun yasadışı avlanmaları, 2007’nin ikinci yarısında avrupa komisyonu tarafından durdurulmuştur.

"of all the hypothesis that we tested, the only one that clearly stands out is the topcider barracks and the murders," he said. "we even introduced several red herrings -- such as asking 'do you think the army is connected with the former regime, with crime and corruption?' -- and all the responses were insignificant in terms of percentages, compared to this.
"varsayımlar içinde farklılık gösteren tek şey topcider kışlası ve cinayetler," diyen bogosavljeviç şöyle devam etti: "yönlendirici sorular dahi sorduk; örneğin 'ordunun eski rejim, suç ve yolsuzlukla bağlantılı olduğunu düşünüyor musunuz?', ancak alınan yanıtlar bununla karşılaştırıldığında yüzde açısından önemsizdi.