Je was op zoek naar: i don't have one (Engels - Turks)

i don't have one.
bir taneye sahip değilim.

i don't have it
işteyim

i don't have kids.
Çocuklarım yok.

i don't have video
neyin videosu?

i don't have a box.
benim bir kutum yok.

and i don't have much time.
ve çok vaktimiz yok.

i have one kid.
bir çocuğum var.

but i don't have any money.
fakat hiç param yok.

i don't have these colors!
bu renklere sahip değilim.

i already have one.
benim zaten bir tane var.

i don't have a beach house.
benim bir deniz evim yok.

i'm sorry, i don't have change.
maalesef, bozuk param yok.

and i'd like to make a metaphor, but i don't have one really.
ve burada bir metafor yapmak isterdim, ama gerçekten yok.

"i don't have one minute's regret. it was a glorious experience."
"bir dakikama bile üzülmüyorum. olağanüstü bir tecrübe idi."

i have one climate crisis; i don't really need the second one."
"bak, zaten başımda bir kriz var ikinci bir tanesine ihtiyacım yok" diyebilirsiniz.

"i am so much better off physically, financially, emotionally, mentally and almost every other way." "i don't have one minute's regret.
"fiziksel, finansal, duygusal, zihinsel ve diğer yönlerimle çok daha iyiyim." "bir dakikama bile üzülmüyorum.