Je was op zoek naar: i just want to tell you that i like you a lot (Engels - Turks)

i want to tell you that.
size bunu anlatmak istiyorum.

i just want to let you know that i won't let you down.
sadece sizi hayal kırıklığına uğratmayacağımı size bildirmek istedim.

i like you a lot.
seni çok seviyorum.

and then i want to tell you that this is a map.
ve daha sonra size bunun bir harita olduğunu söylemek isterim.

and i want to tell you that story.
ve size bu hikayeyi anlatmak istiyorum.

i like you a lot, tom.
seni çok seviyorum, tom.

i don't want to tell you a story.
size bir hikaye anlatmak istemiyorum.

i don't want to tell you.
sana anlatmak istemem.

i just want to talk with you a little while.
sadece seninle biraz konuşmak istiyorum.

i just want to see you please dear
tatlım ne

i want to tell you something important.
sana önemli bir şey söylemek istiyorum.

i just want to cry.
ağlamak istiyorum.

and i want to tell you that this is my story, ok?
Şunu söylemek istiyorum ki bu hem benim hikayem

and for this one, i want to tell you a quick story.
ve bunun için, size kısa bir hikaye anlatmak istiyorum.

but i want to tell you a story about -- to illustrate.
ama size bir öykü anlatmak isterim.

i don't want to tell you my dreams.
hayallerimi sana anlatmak istemiyorum.

and i just want to show you that i'm not just preaching, but i also practice.
-- sizlere sadece vaaz vermediğimi pratikte yaptığımı göstermek için,

and i just want to, very quickly, show you this.
ve size sadece, çok hızlı bir şekilde göstermek istiyorum.

i just want to get some sleep.
sadece biraz uyku istiyorum.

after pausing, milic says, "i want to tell you a story."
biraz duraksadıktan sonra “size bir hikaye anlatmak istiyorum”, diyor.