Je was op zoek naar: i wish that you loved me (Engels - Turks)

i wish that were true.
keşke o doğru olsa.

i wish that i could give you something.
keşke sana bir şey verebilsem.

i only wish that were possible.
sadece onun mümkün olmasını diliyorum.

i wish that tom would give me another chance.
keşke tom bana bir şans daha verse.

i wish that tom would go home.
keşke tom eve gitse.

i wish that he was here to help us.
keşke o bize yardım etmek için burada olsa.

i wish that tom would follow my advice.
keşke tom tavsiyemi izlese.

do you not wish that god should forgive you?
allah'ın sizi affetmesini istemez misiniz?

i wish that i could live together with black people.
İsterdim siyah insanlarla yaşayabilmeyi.

i wish that sexual abuse and exploitation in schools would stop."
cinsel tacizin ve okullardaki istismarın sona ermesini diliyorum"

i wish that i could have spent more time with my father before he died.
keşke o, ölmeden önce babamla daha fazla zaman geçirebilseydim.

i wish that you would empower earthlings everywhere to become active participants in the ultimate search for cosmic company.
dünyalı herkesi, evrensel arkadaşlıklar arayışında aktif katılımcı olarak yer almaları için yüreklendireceğinizi diliyorum.

much will the faithless wish that they had been muslims.
bir zaman gelecek ki inkâr edenler, keşke müslüman olsaydık temennisinde bulunacaklardır.

perchance the unbelievers will wish that they had surrendered:
bir zaman gelecek ki inkâr edenler, keşke müslüman olsaydık temennisinde bulunacaklardır.

"but i wish that, i wish that, i wish that i could be part of the enjoyment.
ama isterdim ki, isterdim bu sevince katılabilmeyi.

they wish that thou shouldst compromise, then they would compromise.
(onlar sana indirilen ayetlerden beğenmediklerini bırakman suretiyle senin) kendilerine yumuşak davranmanı isterler; böyle yapsan, onlar da seni över, yumuşak davranırlar.

they wish that you would soften [in your position], so they would soften [toward you].
(onlar sana indirilen ayetlerden beğenmediklerini bırakman suretiyle senin) kendilerine yumuşak davranmanı isterler; böyle yapsan, onlar da seni över, yumuşak davranırlar.