Je was op zoek naar: insist (Engels - Turks)

i must insist.
israr etmeliyim.

insist on the best.
en iyide ısrar et.

come in. i insist.
İçeri buyurun. israr ediyorum.

i'll do it, if you insist.
eğer ısrar ederseniz, onu yaparım.

i insist on your being present.
senin mevcut olmanda ısrar ediyorum.

but why do they insist on the fire?
ateşe karşı ne kadar dayanıklıdırlar!

i insist that he should go with us.
onun bizimle gitmesi gerektiği konusunda ısrar ediyorum.

jimmy insist on my taking him to the zoo.
jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem için ısrar ediyor.

patricia ryan: don't insist on english!
patricia ryan: İngilizce'de ısrar etmeyin!

officials, meanwhile, insist things are on track.
Öte yandan yetkililer, işlerin yolunda olduğu konusunda ısrar ediyorlar.

the ball is in belgrade's court, insist officials.
yetkililer, topun artık belgrad mahkemesinde olduğunda ısrar ediyorlar.

rights groups insist, however, turkey must do much more.
ancak insan hakları örgütleri türkiye'nin daha fazlasını yapması gerektiği konusunda ısrar ediyorlar.

i don't like people who always insist on talking about politics.
her zaman politika konuşmayı ısrar eden insanları sevmem.

bosnian serb politicians, however, insist they can only agree to partial unification.
ancak bosnalı sırp siyasiler, ancak kısmi birleşmeyi kabul edebilecekleri konusunda ısrar ediyorlar.

"this is a fictional story with fictional characters," sambrakos insists.
sambrakos, “kitabın, kurgu bir hikaye ve karakterlere sahip olduğu” konusunda ısrar ediyor.