Je was op zoek naar: intensifying (Engels - Turks)

trade-offs associated with intensifying farming and environmental
bu bakımdan, özellikle enerji, su, gıda, farmasötikler, ana hammaddeler için kaynak verimliliğinin ve güvenliğinin artırılması hayatî önemdedir (bkz. bölüm 8).

the judicial battle against organised networks is also intensifying.
organize suç şebekelerine karşı verilen hukuki mücadele de yoğunluk kazanıyor.

officials would be tasked with intensifying intergovernmental co-operation.
sekreterlikte, yetkililere hükümetler arası işbirliğini yoğunlaştırma görevi verilecek.

talks will focus on intensifying co-operation in the energy sector.
görüşmelerde enerji sektöründe işbirliğinin ilerletilmesi üzerinde durulacak.

the agreement is aimed at intensifying collaboration in joint projects over the next ten years.
anlaşmada önümüzdeki on yıl boyunca ortak projelerdeki işbirliğinin ilerletilmesi amaçlanıyor.

we are certain that by intensifying our efforts, we can succeed," the minister said.
Çabalarımızı artırarak bunu başarabileceğimizden eminiz." dedi.

athens is intensifying efforts to complete all projects before the start of the summer olympics on 13 august.
atina tüm projeleri yaz olimpiyatları'nın 13 ağustos'taki açılışından önce tamamlamak için çabalarını hızlandırdı.

police arrested 87 people for toll-fee crimes as macedonia is intensifying efforts to root out organised crime.
makedonya organize suçun kökünü kazıma çabalarını hızlandırırken, polis otoyol ücreteriyle ilgili suçlardan 87 kişiyi tutukladı.

the officials will discuss the possibilities for intensifying co-operation and strengthening of measures for improving stability of the region.
toplantıda bakanlar ülkeleri arasındaki işbirliğini geliştirme olasılıkları ve bölgedeki istikrarın artırılması yönündeki önlemlerin güçlendirilmesi konularını ele alacaklar.

afterwards, sanader said that intensifying related activities is the government's "absolute" priority.
sonrasında bir açıklama yapan sanader, ilgili faaliyetleri hızlandırmanın hükümetin "mutlak" önceliği olduğunu söyledi.

they are expected to sign a declaration aimed at intensifying co-operative efforts to protect the region's environment.
yetkililerin bölgedeki eşgüdümlü çevre koruma faaliyetlerinin artırılmasını hedefleyen bir bildirge yayınlaması bekleniyor.

if there is one trend in the region, it's the intensifying battle for much-needed foreign direct investment.
bugünlerde balkanlar'da en popüler konu, tüm bölge ülkelerinin büyük ihtiyaç duyduğu yabancı doğrudan yatırımlar ve bu yatırımların artırılması için verilen mücadele.

albanian foreign minister ilir meta's meetings with montenegrin leaders emphasised intensifying co-operation and developing relations between the two countries.
arnavutluk dışişleri bakanı İlir meta'nın karadağlı liderlerle buluşması iki ülke arasındaki işbirliğinin yoğunlaşması ve karşılıklı ilişkilerin geliştirilmesi konularının önemine değinildi.

crvenkovski and de hoop scheffer also discussed intensifying reforms within the action plan for the country's membership in nato, as well as activities related to the controversial decentralisation process.
zrvenkovski ile de hoop scheffer ayrıca, ülkenin nato üyeliğine ilişkin eylem planı kapsamındaki reformlarla tartışmalı yerel yönetim süreciyle ilgili faaliyetlerin hızlandırılması üzerinde de görüştü.

athens olympics begin in four months 13/04/2004 athens is intensifying efforts to complete all projects before the start of the summer olympics on 13 august.
atina olimpiyatlarına dört ay kaldı 13/04/2004 atina tüm projeleri yaz olimpiyatları'nın 13 ağustos'taki açılışından önce tamamlamak için çabalarını hızlandırdı.

in recent months, as the country strengthened its ties with the international community, calls have been intensifying for reform of what most analysts agree is one of the world's most cumbersome political and administrative systems.
son aylarda ülke uluslararası toplumla olan ilişkilerini güçlendirdikçe, analistlerin dünyanın en hantal siyasi ve idari sistemlerinden biri olduğu konusunda hemfikir oldukları sistemde reform yapılması yönündeki çağrılar da yoğunlaştı.

at our current stage in the eu integration process -- i.e., eu having the membership candidate status -- we are intensifying activities to fulfil the criteria necessary to get a date for start of accession negotiations.
ab ile ortaklık sürecinde bulunduğumuz yer itibariyle -- yani bir aday ülke olarak -- katılım görüşmeleri için bir tarih alabilmemiz açısından gerekli kriterleri yerine getirme konusundaki çalışmalarımızı yoğunlaştırıyoruz.

in his inaugural address, he outlined the government's priorities: full implementation of the ohrid framework agreement, judicial reform, decentralisation of authority, intensifying the fight against organised crime, and attracting foreign investments.
kostov'un açılış konuşmasında sıraladığı hükümet öncelikleri arasında şunlar yer aldı: ohri Çerçeve anlaşması'nın eksiksiz uygulanması, yargı reformu, yetkinin merkezden uzaklaştırılması, organize suçla mücadelenin artırılması ve yabancı yatırımın çekilmesi.