Je was op zoek naar: it's not really a problem (Engels - Turks)

me if it's not a problem
benlik bir mesele yoksa Çıkıyorum zıvanadan

it's not that hard a problem.
o kadar da zor bir problem değil.

it's not a problem, is it?
sorun değil, değil mi?

i hope it's not a problem for you
umarım senin için sorun yoktur

it’s not really true.
bu tamamen doğru değil.

but it's not really good as a handout.
ama yine de dağıttığınız bir dosya kadar iyi değildir.

it's also really a problem for where we need to go.
ayrıca gitmemiz gereken yer için de gerçekten bir sorun.

it's not a big a problem as you think.
düşündüğünüz gibi büyük bir sorun değil.

it's not really all that much data.
o kadar fazla bir bilgi yok yani.

it's not going to be a problem, is it?
bu bir sorun olmayacak, değil mi?

it's really a huge challenge for us.
bu bizim için gerçekten de çok büyük bir zorluk,

it was not really you.
aslında sen değildin.

it's really a hands-on experience.
bizzat yaşanması gereken bir deneyim.

he's really a good guy.
o gerçekten iyi bir adam.

it's really a very precisely timed thing.
bu kesin bir zamanlamaya sahiptir.

but it's not really that easy, that it's all a good story.
fakat gerçekten bu kadar kolay değil, iyi bir hikaye.

but it's not really what is probably most efficient.
ama o büyük olasılıkla çok verimli olan bir şey değil.

"skateboarding might seem easy, but it's not really.
misha, "kaykay kolay görünebilir ama aslında değildir.

is it fragile? no, it's not really very fragile.
kırılgan mı? hayır, pek değil.

and so it wasn't really a career.
yaşamak zorundaydınız, pek de bir kariyer sayılmazdı yani.