Je was op zoek naar: junkyu oppa do you have to be this handsome (Engels - Turks)

do you have a key to fit this lock?
bu kilide uyacak bir anahtarın var mı?

you have to be careful.
dikkatli olmak zorundasın.

do you have to go now?
Şimdi gitmek zorunda mısın?

you have to be an operator to change this.
bu değiştirmek için operatör olmalısınız.

so you have to be honest.
yani dürüst olmalısınız.

[...] you have to be professional in this issue.
bu performansıyla maçın en iyi futbolcusu seçildi.

why do you have to stay in london in this heat?
niçin bu sıcakta londra'da kalmak zorundasın?

do you have a problem with this?
bununla bir sorunun var mı?

so you have to do something like this.
yani buna banzer birşey yapmalısınız.

what do you have to complain about?
ne hakkında şikayet etmeniz gerekiyor?

all you have to do is sign this paper.
yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.

do you have to go there every day?
her gün oraya gitmek zorunda mısınız?

all you have to do is push this red button.
bütün yapman gereken kırmızı butona basmaktır.

did you have to get up very early this morning.
bu sabah çok erken kalmak zorunda mıydın?

do you have a tennis court in this hotel?
bu otelde tenis kortu var mı?

it happened to be this guy.
o kişi ise bu adam oluverdi.

he said, “what do you have to say, o samarian?”
(musa) dedi ki: "ya senin amacın nedir ey samiri?"

so this is something you have to recognize.
yani bu sizin fark etmeniz gerekir.

i mean, does it have to be this painful, top-down process?
yani bu işlem bu kadar zor olmalı mı?

in this exercise you have to work with percentage questions.
bu alıştırmada yüzde sorularıyla çalışmak zorundasınız.