Je was op zoek naar: lets go for a trip (Engels - Turks)

because you go for a business trip.
genelde iş için gidiyorsunuz çünkü.

can i go for a walk?
yürüyüşe gidebilir miyim?

let’s go for a beer.
bir bira içmeye gidelim.

go for it
onun için gitmekte

go for help.
yardım için git.

go for it!
haydi gayret!

tom wants to go for a walk.
tom yürüyüş yapmak istiyor.

he is making preparations for a trip.
bir yolculuk için hazırlıklar yapıyor.

would you care to go for a walk?
yürüyüş gitmek ister misiniz?

let's go for a ride in my car.
arabamla gezmeye gidelim.

i go for a walk every other day.
İki günde bir yürüyüşe giderim.

he is saving money for a trip abroad.
yurt dışında bir yolculuk için para biriktiriyor.

do you want to go for a weekend to rome?
bir haftasonu için roma'ya mı gitmek isterdiniz?

personally i'd go for a capacity of 1gb.
bu durumda ben en az 1gb kapasiteli bir bellek kartı satın almanızı öneriyorum.

i will go for a walk if it is nice tomorrow.
yarın hava güzel olursa yürüyüşe gideceğim.

go for it! the worst.
buyrun! en kötü olanı.

i could go for a nice hot pizza right now.
Şu anda güzel sıcak bir pizza için gidebilirim.

where can i go for help?
yardım için nereye başvurabilirim?

he didn't go for the idea.
o, fikri beğenmedi.

personally i'd go for it!
kişisel olarak ben tercihimi böyle bir kameradan yana kullanırdım.