Je was op zoek naar: living life to the fullest (Engels - Turks)

show me how you give life to the dead."
"yoksa inanmıyor musun," dedi.

is not he able to give life to the dead?
(Öyleyse allah,) Ölüleri diriltmeye güç yetiren değil midir?

the man had carved his life to the stone.
yani adam yaşantısını o taşa işlemiş.

he devoted his life to the study of science.
hayatını bilim çalışmasına atadı.

do you prefer the present life to the hereafter?
ahiret yerine bu dünya hayatına mı razı oldunuz?

he has dedicated his life to the preservation of nature.
hayatını doğanın korunmasına adadı.

then he will be rewarded for it with the fullest reward;
sonra da ona, en değerli mükafat verilir.

he dedicated his life to medicine.
hayatını tıpa adadı.

know that allah gives life to the earth after its lifelessness.
bilin ki gerçekten allah, ölümünden sonra yeryüzüne hayat verir.

he devoted his life to his company.
hayatını şirketine adadı.

his father dedicated his life to science.
babası hayatını bilime adamıştı.

and so, to boil it all down, simplicity is about living life with more enjoyment and less pain.
ve, hepsini bir araya getirecek olursak, basitlik daha çok keyifli ve daha az acılı bir yaşamla ilgilidir.