Je was op zoek naar: my soul (Engels - Turks)

my soul
genum benim

my soul!
my soul!

my soul is full here.
burası ruhumu doyuruyor.

i won't sell my soul.
ruhumu satmayacağım.

thus my soul commended to me.
bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.

i have indeed wronged my soul!
doğrusu kendime yazık ettim, beni bağışla" dedi.

that is how my soul prompted me.’
bunu böyle nefsim bana hoş gösterdi, dedi.

i have wronged my soul, so forgive me.
böylece (allah) onu bağışladı.

and yet he says, "he restores my soul."
ve, 'benim ruhumu onarıyor' demiştir.

lo! i have wronged my soul, so forgive me.
"rabbim," dedi, "ben kendime haksızlık ettim, beni bağışla."

my soul hath long dwelt with him that hateth peace.
barıştan nefret edenler arasında.

you are my soul, you are my love and you are my life.
sen benim ruhumsun, sen benim aşkımsın ve sen benim hayatımsın.

i will not lend my soul nor my bones to your war drum.
sizin savaşınıza ruhumu ya da kemiklerimi bağışlamayacağım.

my soul hath them still in remembrance, and is humbled in me.
ve sıkılmaktayım.

i have wronged my soul, so forgive me. then he forgave him.
(allah) onu bağışladı.

receive my soul in submission, and unite me with the righteous.”
beni müslüman olarak öldür ve beni iyilere kat!

you know what is in my soul, but i do not know what is in yours.
ben aralarında olduğum müddetçe onları kolladım. fakat vakta ki sen beni aralarından tutup aldın, onları görüp denetleyen yalnız sen kaldın.

and thou hast removed my soul far off from peace: i forgat prosperity.
mutluluğu unuttum.

he prayed: "o my lord! i have indeed wronged my soul!
"rabbim, öz benliğime zulmettim, beni affet" diye yakardı da allah onu affetti.

o lord, thou hast pleaded the causes of my soul; thou hast redeemed my life.
canımı kurtardın.