Je was op zoek naar: ordered by mistake (Engels - Turks)

he hit me by mistake.
o bana yanlışlıkla vurdu.

he took poison by mistake.
o yanlışlıkla zehir aldı.

i took his umbrella by mistake.
yanlışlıkla onun şemsiyesini aldım.

he took the wrong bus by mistake.
kazara yanlış otobüse bindi.

he took the wrong train by mistake.
yanlışlıkla yanlış trene bindi.

romanian lawmakers adopt bills by mistake
romen milletvekilleri tasarıları yanlışlıkla kabul ettiler

jack may have taken my umbrella by mistake.
jack yanlışlıkla benim şemsiyemi almış olabilir.

i entered someone else's room by mistake.
ben yanlışlıkla başka birinin odasına girdim.

excuse me for opening your letter by mistake.
mektubunu yanlışlıkla açtığım için özür dilerim.

i'm afraid i took your umbrella by mistake.
korkarım ki yanlışlıkla senin şemsiyeni aldım.

please forgive me for opening your letter by mistake.
yanlışlıkla mektubunu açtığım için lütfen beni affet.

net cost of standards to be supplied as ordered by the engineer
mühendis tarafından karar verildiği şekilde temin edilecek standartların net maliyeti

it was apparent that someone had taken the money by mistake.
birinin parayı yanlışlıkla aldığı belliydi.

synonyms - ordered by similarity of meaning (verbs only)
eş anlamlılar - anlam yakınlığına göre dizilmiş (sadece fiiller)

by mistake i boarded a train going in the opposite direction.
yanlışlıkla ters yöne giden bir trene bindim.

a believer may not kill another believer, unless it is by mistake.
bir mü'mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü'mini öldürmesi yakışmaz.

and never is it for a believer to kill a believer except by mistake.
bir mü'mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü'mini öldürmesi yakışmaz.

the victim is thought to have taken a large quantity of poison by mistake.
kurbanın yanlışlıkla büyük miktarda zehir aldığı düşünülüyor.

ships that can transport lng already have been ordered by four groups of greek companies.
dört yunan şirketler grubu tarafından lng taşıyabilen şilepler sipariş edilmiş durumda.

it is not for a believer to kill a believer unless (it be) by mistake.
bir mü'mine, -hata sonucu olması dışında- bir başka mü'mini öldürmesi yakışmaz.