Je was op zoek naar: rubbish (Engels - Turks)

rubbish
Çöp

that's rubbish.
o saçmalık.

don't talk rubbish.
boş konuşma.

his essay is rubbish.
onun denemesi saçmalık.

okay, this is complete rubbish.
neyse, boş konuşmaya başladım.

this car is a pile of rubbish.
bu otomobil bir çöp yığını.

then reduces them to rusty rubbish.
ardından onu kuru, kara bir duruma soktu.

everybody i talk to says it's rubbish.
"konuştuğum herkes saçma olduğunu düşünüyor.

the bomb was planted in a rubbish bin near a bus terminal.
bomba, bir otobüs durağının yakınındaki bir çöp tenekesine yerleştirilmişti.

well i say, "why do you think it's rubbish?"
"neden saçma olduğunu düşünüyorsun?" dediğim zaman,

but the trouble is so many people talk so much rubbish about work-life balance.
fakat sorun şu ki çok fazla insan yasam-iş dengesi hakkında saçmalıyor.

you can also rig your data by making the thing you compare your new drug against really rubbish.
verilerinizi , yeni ilacınızı gerçekten değersiz bir şeyle de karşılaştırarak saptırabilirsiniz.

random rubbish dumps and the plastic bags that litter many roadsides and rivers are among the problems.
gelişigüzel çöplükler ve pek çok yol ve nehir kenarını kirleten naylon torbalar sık rastlanan sorunlar arasında yer alıyor.

between beams and abutment, there was rubbish (concrete, wood, polystyrol etc.)
kirişler ve yan dayanak arasında çöp vardı. (beton, ahşap, polistirol vs.)

i'm not interested at all in blobism or any of that superficial rubbish that you see coming out as design.
blobizmle hic bir sekilde ilgilenmiyorum ya da tasarim olarak adlandirilan gercekustu molozlarla.

the band's third studio album, "stacked rubbish" followed on july 4, 2007.
4 temmuz 2007'de diğer bir stüdyo albümü olan "stacked rubbish" piyasaya sürüldü.

then the blast overtook them with justice, and we made them as rubbish of dead leaves (floating on the stream of time)!
derken korkunç bir ses onları bastırıverdi. adalet yerini buldu.

===plastic debris===marine debris is mainly discarded human rubbish which floats on, or is suspended in the ocean.
===plastik atıklar===deniz atıkları asıl olarak deniz yüzeyinde yüzen ya da su içinde asılı kalan insan kaynaklı çöplerdir.

if you ever think that your life is rubbish, always remember there's another you that's made much worse decisions than that.
eğer gün gelir de hayatınızda başarılı olamadığınızı düşünürseniz, her zaman hatırlayın ki, sizden çok daha kötü seçimler yapmış başka bir siz var.

so they were rightly seized by a mighty blast; and we turned them into mouldy rubbish: a good riddance of the wicked people!
derken o korkunç ses, onları gerçekten yakaladı da onları sel süprüntüsü haline getirdik. uzak olsun o zalim kavim!.