Je was op zoek naar: shine (Engels - Turks)

shine
shine

time to shine
parlatma zamanı

rise and shine.
yüksel ve parla.

power and shine
guc ve parlaklik

some faces will shine,
nice yüzler o gün parılparıl parlar.

shine gallery (london).
shine gallery (londra).

i will go, rain or shine.
ne olursa olsun, gideceğim.

give my shoes a good shine.
ayakkabılarımı iyice parlat.

the game will be held rain or shine.
ne olursa olsun, oyun oynanacak.

tom intends to go, rain or shine.
Öyle ya da böyle, tom'un gitmeye niyeti var.

i'll be there rain or shine.
ne olursa olsun orada olacağım.

he'll be there, rain or shine.
ne olursa olsun, o orada olacak.

it was, like, this is my time for shine.
bu sanki, benim için yıldızlaştığım andı.

i take my dog for a walk, rain or shine.
hava nasıl olursa olsun, köpeğimi yürüyüşe götürürüm.

on that day, some faces will shine with freshness.
o gün bazı yüzler parlar.

but, without it, the sun wouldn't shine.
ama onlar olmadan güneş ışıyamazdı.

young serbian tennis stars shine at roland garros
genç sırp tenis yıldızları roland garros'ta parladı

when you shine light on them, you can see them bubbling.
uzerlerine isik tuttugumuda baloncuklar cikardiklarini goreceksiniz.

here's where bill's cameras really do shine.
bu, bill'in kameralarının şov yaptıkları yer.

its oil would almost shine forth though no fire touched it.
(bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir.