Je was op zoek naar: snapping (Engels - Turks)

snapping
kopma

finger snapping
parmak şıklatması

snapping precision:
parça sıçratma duyarlılığı:

i heard my heart's valves snapping open and closed.
kalp kapaklarımın açılıp kapandığını duyabiliyordum.

so this is not particularly a new idea, kind of, seeing opportunities in things that are around you and snapping and turning them into a solution.
bu, etrafınızdaki olası imkanların farkına varmak ve onları yakalayıp birer çözüme dönüştürmek çok da yeni bir kavram değil.

so tackling a tiny challenge without giving up, even one as absurd as snapping your fingers exactly 50 times or counting backwards from 100 by seven is actually a scientifically validated way to boost your willpower.
yani 50 kere parmak şıklatmak ya da 100'den geriye yedişer yedişer saymak gibi absürd sınamaların bile iradenizi artıracağı bilimsel olarak onaylanmış.

the daily mirror reports that manchester united manager sir alex ferguson is snapping up this teenage sensation, already dubbed the "new david beckham".
daily mirror gazetesinin haberine göre, manchester united takımının menejeri sir alex ferguson, şimdiden "yeni david beckham" olarak adlandırılan bu genç yeteneği transfer ediyor.

one day, in the subway, i was snapping pictures of the tracks hoping to catch a rat or two, and a man came up to me and said, "you can't take photographs here.
bir gün, metrodayken rayların fotoğraflarını çekiyordum, bir iki tane fare yakalamayı umarak ve bir adam bana geldi ve dedi ki, "burada fotoğraf çekemezsiniz.