Je was op zoek naar: stubborn (Engels - Turks)

she is stubborn.
o inatçı.

she's stubborn.
o inatçı.

tom is very stubborn.
tom çok inatçı.

stop being so stubborn.
bu kadar inatçı olmayı bırak.

"we cannot be stubborn.
sdp konferansında coviç, delegeleri "İnatçılık yapamayız.

tom is as stubborn as mary
tom mary kadar inatçı.

tom can be awfully stubborn.
tom çok inatçı olabilir.

don't be a stubborn fool.
İnatçı bir aptal olma.

mary is too stubborn to apologize.
mary özür dilemeyecek kadar çok inatçı.

you've become old and stubborn.
yaşlandın ve inatçı oldun.

he was stubborn towards our revelations.
o, bizim ayetlerimize karşı bir inatçı kesildi.

“throw into hell every stubborn disbeliever.
(allah iki meleğe buyurur ki:) "haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!

i have a stubborn personality and i have dreams.
ben inatçı bir kişilik yapısına sahibim ve de hayallerim vardır.

i have never come across such a stubborn person.
daha önce böyle inatçı bir kişiyle karşılaşmadım.

and were stubborn upon the great sin (of disbelief).
büyük günahı işlemekte direnir dururlardı.

and those who do not purposely become stubborn regarding what they did.
bir de onlar yaptıkları (kötü şeylerde) bile bile ısrar etmeyenlerdir.

"cast each stubborn unbeliever into hell," (they will be told),
(allah iki meleğe buyurur ki:) "haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!

the command was given: “cast into hell every hardened, stubborn unbeliever,
(allah iki meleğe buyurur ki:) "haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü!