Je was op zoek naar: summon (Engels - Turks)

summon
ağal

then let him summon his council,
derken hemdemlerini, kavmini, kabilesini çağırır.

so let him summon his helpmates;
derken hemdemlerini, kavmini, kabilesini çağırır.

unto this, then, summon (o muhammad).
ey muhammed!

we shall summon the guards of hell.
biz de zebanileri çağıracağız.

we too shall summon the guards of hell.
biz de zebanileri çağıracağız.

to summon every wellversed sorcerer to you'
"bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler."

we too would summon the braves of the army.
biz de yakında zebanileri çağırırız.

so summon up your ingenuity, then come in ranks.
"haydi, planlarınızı birleştirip birleşik bir cephe oluşturun.

it will summon whoever turns his back and flees,
(kendine) Çağırır; sırtını dönüp gideni,

to summon every skilful magician to your presence.'
"bütün bilgin büyücüleri sana getirsinler."

and summon every skillful magician from all the cities."
"bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."

and of abraham, who fulfilled [his summons]:
ve ahdine vefa gösteren İbrahim'in( sahifelerinde bulunan şu gerçekler):