Je was op zoek naar: sword (Engels - Turks)

sword
kılıç

sword tournament
sahil güvenlik

ruler of sword
reindeer jumpin

give me my sword.
bana kılıcımı verin.

i want a sword!
bir kılıç istiyorum!

bring me my sword!
gülüşmeler alkış bana kılıcımı getirin!

tom reached for his sword.
tom kılıcına uzandı.

i want a sword like this!
böyle bir kılıç istiyorum!

i don't have a sword.
kılıcım yok.

he was killed with a sword.
o, bir kılıçla öldürüldü.

the pen is mightier than the sword.
kalem kılıçtan daha güçlüdür.

sword swallowing is from ancient india.
kılıç yutma eski hindistan'dan gelmektedir.

- "teutonic sword and russian armor.
- "teutonic sword and russian armor.

tom pulled out his sword and raised it.
tom kılıcını çıkardı ve onu kaldırdı.

tom hacked mary's arm off with a sword.
tom mary'nin kolunu bir kılıçla kesti.

a sword wound near his neck had left him paralyzed.
sol tarafını felç eden boynuna yakın bir kılıç yarası vardı.

they carried a sixteen-foot pike, and a sword.
16 feet uzunluğunda kargı ve br kılıç taşırlardı.

he who lives by the sword will die by the sword.
kılıçla yaşayan kılıçla ölür.

all they that take the sword shall perish with the sword.
kılıç çekenlerin hepsi kılıçla ölecek.

but us exports proved to be a double-sided sword.
fakat abd ihracatlarının iki yüzü keskin bir kılıç olduğu ortaya çıktı.