Je was op zoek naar: take a smile (Engels - Turks)

she said with a smile.
o bir tebessümle söyledi.

take a bath.
bir banyo yapın.

take a look:
bakın:

take a photo
bir fotoğraf çek

take a break.
bir mola verin.

so, take a look.
buyrun, izleyin.

he gave me a smile of recognition.
bana bir tanıma tebessümü verdi.

you take a picture
sen resim çek gönder

"a smile has the power to heal.
ban, "gülümsemenin tedavi etme gücü vardır.

did you take a bath?
banyo yaptın mı?

let's take a bus.
haydi otobüs çağıralım.

"good morning", said tom with a smile.
tom bir tebessümle, "günaydın", dedi.

i can take a message.
bir mesaj alabilirim.

can i take a message?
ben bir mesaj alabilir miyim?

let's take a break.
bir mola alalım.

we take a microscope slide.
bir lam alıyoruz.

take a deep breath, please.
derin bir nefes alın lütfen.

it'll just take a minute.
sadece bir dakika sürecek.

won't you take a chair?
bir sandalye almaz mısın?

let's take a short pause.
kısa bir ara verelim.