Je was op zoek naar: to eliminate (Engels - Turks)

to eliminate
bertaraf etmek

what can be done to eliminate or reduce the risks?
riskleri azaltmak veya yok etmek için neler yapılabilir?

you have 1 minute to eliminate all the terrorists in the building.
olarak size göre sinek, disklerin vur.

"our attempt is not a fight to eliminate the other side.
"bizim amacımız karşı tarafı yok etmek için savaşmak değil.

turkey denies there was any systematic programme to eliminate armenians.
türkiye ermenileri yok etme amaçlı her türlü sistemli program iddiasını reddediyor.

establishing the agency is in line with government efforts to eliminate corruption.
dairenin kurulması, hükümetin yolsuzlukla mücadele çabaları kapsamında yer alıyor.

it is a process implemented to eliminate microorganisms or reduce the number of them.
mikrorganizmaların yok edilmesi veya sayılarının azaltılması amacıyla uygulanan işlemlerdir.

after the operation i was happy, since i managed to eliminate the cancer.
kanserden kurtulduğum için, ameliyattan sonra mutluydum.

the goal is gradually to eliminate cars more than ten years old, in line with eu regulations.
projede, ab yönetmelikleri uyarınca on yıldan yaşlı araçların kademeli olarak ortadan kaldırılması amaçlanıyor.

the law enforcement community wants to eliminate any possibility of inauthentic tickets being circulated.
yasama organlari, sahte bilet satilmasi olasılığını ortadan kaldırmak istiyor.

but the sales should be done step by step to eliminate economic and social problems, he said.
ancak analist, ekonomik ve sosyal sorunları ortadan kaldırmak için satışların adım adım gerçekleşmesi gerektiğini belirtti.

prime minister hashim thaci promised to eliminate the vat on media during the 2010 election campaign.
başbakan haşim taçi, medya üzerindeki kdv'yi kaldırmayı 2010 seçim kampanyasında vaat etmişti.

macedonia, which has 115 soldiers in the country, has agreed to eliminate five of these caveats.
Ülkede 115 askeri bulunan makedonya bu uyarılardan beşini ortadan kaldırmayı kabul etti.

scientists like james hansen tell us we may need to eliminate net co2 emissions from the economy in just a few decades.
james hansen gibi bilim adamları bize net co2 salınımını ekonomiden sadece bir kaç on sene içinde tamamen elememiz gerektiğini söylüyor.

no illumination light path is perfect and in whole slide imaging fiat field correction is used to eliminate tiling effects.
hiçbir aydınlatma ışığı yolu mükemmel değildir ve tüm slayt görüntülemesinde döşeme etkilerini ortadan kaldırmak için düz alan düzeltmesi kullanılmaktadır.

albanian authorities have expressed their determination to eliminate a decades-old stockpile of chemical weapons within two years.
arnavut yetkililer ülkede on yıllardır mevcut olan kimyasal silah stoğunu iki yıl içinde ortadan kaldırmaya kararlı olduklarını açıkladılar.

bullying is a serious problem, but we have to understand that setting out to eliminate it entirely isn't a realistic proposition.
zorbalık ciddi bir problemdir fakat onu saf dışı bırakmaya çalışmanın tamamen gerçekçi bir teklif olmadığını anlamak zorundayız.

amnesty international urged bosnia and herzegovina authorities on wednesday to take action to eliminate of all forms of discrimination and to investigate all cases of war crimes.
uluslararası af Örgütü Çarşamba günü bosna-hersek makamlarını her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmaya ve bütün savaş suçları davalarını soruşturmaya çağırdı.

in all the activities referred to in this part, the union shall aim to eliminate inequalities,and to promote equality, between men and women.
birlik, bu bölümde belirtilen tüm faaliyetlerde, eşitsizlikleri ortadan kaldırma ve kadınerkek eşitliğini teşvik etme amacınıgüder.

albania has become the first country to eliminate its chemical weapons, prime minister sali berisha announced on saturday (september 1st).
başbakan sali berişa 1 eylül cumartesi günü yaptığı açıklamada, arnavutluk'un kimyasal silahlarını ortadan kaldıran ilk ülke olduğunu söyledi.