Je was op zoek naar: wheat (Engels - Turks)

wheat
buğday

wheat bran
kepek

wheat starch
gluten

we grow wheat here.
biz burada buğday yetiştiririz.

nedir wheat flour
tepung terigu nedir

i am harvesting wheat.
buğday hasat ediyorum.

bread is made from wheat.
ekmek buğdaydan yapılır.

my children are threshing wheat.
Çocuklarım buğday harman ediyorlar.

when will you harvest your wheat?
buğdayını ne zaman hasad edeceksin?

noodles are usually made from wheat.
noodles genellikle buğdaydan yapılır.

the wheat is coming very well this year.
buğday bu yıl çok iyi geliyor.

the buildings are filled with bags of wheat.
bina buğday torbalarıyla dolu.

russia imported wheat from the united states.
rusya amerika'dan buğday ithal etti.

meanwhile, elderly women plant wheat in pots.
bu arada yaşlı kadınlar da saksılara buğday dikiyorlar.

zgela uses three tractors on his field of wheat.
zgela, kendisine ait buğday tarlasını sürmek için üç traktör kullanıyor.

rice, wheat, corn, bean and sunflower are the main crops.
sırasıyla buğday, ayçiçeği, süpürge, mısır ve fasülye üretilir.

we harvest the wheat, and in harvesting it, we kill it.
buğdayı hasat ederiz ve hasat ederken, onu öldürürüz.

and at that point, the wheat has suffered the ultimate indignity.
o anda, buğday olabilecek en ağır hakarete uğramış durumdadır.

and there was wheat straw and there was rice straw in this area.
ve bunlar buğday ve pirinç saplarıydı.

wheat farmers expect the harvest to be 40% smaller than anticipated.
buğday çiftçileri de hasadın beklenenin% 40 oranında altında gerçekleşmesini bekliyorlar.